:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,696
» Son Üye: Klassohbet
» Toplam Konular: 98,545
» Toplam Yorumlar: 1,065,525

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 675 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 671 Ziyaretçi
Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex

Son Aktiviteler
Allah’a Şirk Koşarak Yaşa...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-21-2025, Saat: 09:37 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 16
Rabbinden Sana Vahyedilen...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-20-2025, Saat: 04:17 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 14
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-18-2025, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 24
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,337
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 31
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 31

 
  Gücüm Yok Bugün.
Yazar: YasSmin - 06-16-2011, Saat: 05:05 PM - Forum: Güzel Sözler - Yorum Yok

Bir kuşun kanadını taşıyacak gücüm bile yok bugün.
Öyleyse hayat niye inatla, boş bulduğu tek yer benmişim gibi, gelip ruhuma kuruluyor

Bu konuyu yazdır

  Öyle İşte
Yazar: YasSmin - 06-16-2011, Saat: 04:32 PM - Forum: Güzel Sözler - Yorum Yok

Sus be kadın..
Sen adamı ''aşık'' edersin.
Az kaldı, şimdi alacağım seni kalbime..
"Allah yarattı demeyeceğim, eşek sudan gelinceye kadar seveceğim".

Bu konuyu yazdır

  Adana'yı Karıştıran "Eşgalsiz Fare"
Yazar: Hasretiim - 06-16-2011, Saat: 02:53 PM - Forum: Güncel Haberler - Yorumlar (2)

Farenin bir kişiyi ısırmasıyla başlayan olaylar komedi filmlerine konu olacak cinsten...
Adana'da fare tarafından ısırılan bir vatandaşın hastaneye başvurması sonucu Tarım Müdürlüğü'nden resmi yazıyla "farenin bulunarak müşahede altına alınması" istenildi.

Tarım Müdürlüğü de verdiği resmi yanıtta "farenin küpe numarası ve eşkali belirtilmedi" için müşahede altına alınamadığını belirtti.

Alınan bilgiye göre,
Yumurtalık'taki Kemalpaşa Mahallesi'nde oturan Tahsin Gökler'i (65), evinde bir fare ısırdı. Fare ısırığı nedeniyle Yumurtalık'taki bir hastanede koruyucu aşı yaptıran Gökler, daha sonra İmamoğlu ilçesindeki yakınlarının yanına gitti.

Yumurtalık'ta kendisine verilen ikinci aşıyı da yaptırmak için İmamoğlu Devlet Hastanesine giden Gökler, doktorlara kendisini bir farenin ısırdığını söyledi. Bunun üzerine koruyucu aşı yapılan Gökler daha sonra hastaneden taburcu edildi.

Gökler'in rahatsızlığının ardından Devlet Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Bayazıt Yıldırım imzasıyla,
Yumurtalık İlçe Tarım Müdürlüğü'ne "Hastanemize fare ısırması şikayeti ile müracaat eden aşağıda adı soyadı ve açık adresi yazılı şahısa, aşı uygulaması başlatılmıştır. Şahsı ısıran farenin müşahede altına alınarak akıbetleri hakkında bilgi verilmesi hususunda gereğini arz/rica ederim" yazılı resmi bir yazı gönderildi.

-"FARENİN EŞKALINI BELİRTİN"-

Yumurtalık Tarım Müdürlüğü de "farenin bulunması" yönündeki yazıya yanıt verdi. Tarım Müdürlüğü'nün resmi yazısında şu görüşlere yer verildi:

"14. 06. 2011 tarih ve 1454 sayılı yazınıza istinaden Tahsin Gökler'i ısıran farenin yazınızda küpe numarası ve eşkalı belirtilmediğinden dolayı müşahede altına alınamamıştır. Isıran hayvanın eşkali ve kulak numarasını belirtmeniz durumunda kuduz yönünden müşahede altına alınıp kuduz olup olmadığı hakkında bilgi verebiliriz. Bilgilerinize arz ederiz. "

İki kurum arasında yaşanan resmi yazışmalar duyanları hayrete düşürdü. Krize neden olan fare
Yumurtalık'ta günün konusu olurken, vatandaşlar kendi aralarında

"Kedi ve köpeklerin müşahede altına alınması alışılmış bir uygulama iken bir farenin nasıl müşahede altına alınabileceği kafamızı kurcalıyor" yorumunda bulundu.

-FAREYİ ÖLDÜRÜP ATMIŞ-

Farenin ısırdığı Tahsin Gökler ise başına gelen olayın iki kurum arasında

"ilginç bir yazışmaya" neden olduğunu
Aa muhabirinden öğrendi.

Başına gelen olayı anlatan Gökler, gece tuvalete kalktığı sırada çok büyük bir fare ile karşılaştığını belirterek, fareye ilk olarak ayağıyla vurmaya çalıştığını, daha sonra da bulduğu bir sopa ile vurduğunu söyledi.

Farenin de bu sırada elinin üstünden ısırdığını bildiren Gökler, "Bunun üzerine fareyi öldürüp çöpe attım. Eğer böyle bir yazışmaya konu olacağını bilseydim atmaz saklardım" dedi. -
(Anadolu Ajansı)

Bu konuyu yazdır

  Oysa ben seni sevmelere doyamadım
Yazar: ZencefiL - 06-16-2011, Saat: 02:48 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (10)

2ptq6qf.jpg
Öldürecektim seni bende ;kendimde o gücü bulabilseydim eğer…
Sindiremeyecektim senden kalanları benden uzak mezarlara koymaya!!
Diyar diyar dolaşıp yine içime gömecektim seni en sonunda…
”Ben demiştim” diyenlere, üzüntümü belli etmemek için kuşandığım, mekanik tebessümlerimin ardındaki yaşlarla sulayacaktım taze mezar toprağına ektiğim çiçekleri…
Ama ben seni içimde öldürmeye kıyamadım….

Başarabilseydim incitecektim seni,incinmişliğimin verdiği cahil cesaretle..
Ne var ne yok sayıp dökecektim karşına geçip..
Kendimi hayrete düşürürcesine birer tokat gibi vuracaktım hiç kullanmadığım o ağır lafları..
Kıracaktım seni bin bir parçaya ayırana kadar..
Duvardan duvara fırlatacaktım sevgi diye önüme sunduğun hastalıklı duygularını…..
Ama ben seni incitmeye de kıyamadım….

Elimden gelseydi unutacaktım seni..
Gözlerimden silecektim hayalini ve dilimden adını.
Duman duman atacaktım seni bu şehirdeki tüm bacalardan;
ama soluduğum havaya karışıp yine dolacaktın ciğerlerime.
Onlarca damla döküp göz pınarlarımdan akıtacaktım seni sevgimin atığı diye;
ama ıslaklığın kalacaktı elmacık kemiklerimde..
Bu kez de tenimin tuzuna karışacaktın..
“Sözümü tutacağım ,adını anmayacağım”nağmelerini dinleyip
neyi unutacağımı unutacaktım seni unutayım derken..
Zaten ben seni unutmaya da kıyamadım……

Ne kadar çabuk geldi ayrılık…
Oysa daha yeni başlamıştık birbirimize ayak uydurmaya,
daha doğrusu ayak uyduramamaya..
Nedensizliklerin iç çekişlerini dinlerken vedalar bozdu suskunluğumuzu..
Bana mıydı kızgınlığın yoksa kendine mi anlamadım…
Kaçar gibi veda ettin…
Oysa ben seni sevmelere doyamadım!!!

Öldürecektim seni..
incitecektim seni…
unutacaktım seni…
ama lanet olsun!!!
kı-ya-ma-dım.


Kahraman Tazeoğlu

Bu konuyu yazdır

  Yetşin bana kuşlar
Yazar: ZencefiL - 06-16-2011, Saat: 02:40 PM - Forum: Şairlerimiz - Yorumlar (2)

2rfu8o8.png
Karanlığa çare yoktur, nasıl olsa yol bulur.
ve yürekleri sağır eden bir sessizlik,
tükenmişlikten arta kalan tek varlığın olur.
söylenememiş tüm sözcükleri ancak ağlarsın içinde.
ve bilemezsin geride kalan mı yalnızdır, yoksa giden midir aslında…

tüm yeminler öfke ile bağış arasında yaşlanır;
sultanların, dostların ve sevgililerin, dağılmış kalplerin, dağılmış kalbimin…

iç bükey bir yalnızlıkta sanki ayak bileklerimden bıçaklanmışım.
sıcak bir korku tırmanıyor damarlarımda, midemde, kalbimde…
aklımada hükmediyor.
gün ortalarında kalıyorum, kimseler bilmiyor, ben tükendikçe artıyor yalnızlığım.
kimi görsem hançerleniyorum gözlerimden ve kanıyorum en onulmaz yerimden.

ahh bu ben kendi içinde kendini arayan bir simurg.
belki yalnızlığıma mahsuben pay edilmiş tekil çoğulluğumun peşindeyim.
ümitperest bir korkak, bir meczubum.
faili meçhul bir sevdanın zanlısıyım.
takvimlere çaldırdığım yarınlarımı hiç bulamamak üzere
milyon yıldır ”gün” için savaştayım.
üstüme küf kokulu akşamlar abanmış.
sefil bir tutsaklığa sürülmüşüm.
yüreğimde 40.düğüm.ahh mozart! sana küskünüm.
ve öldürüyorum seni içimde.sessizliğini seçiyorum, sessizliğimin içinden.
içimde intiharlar, cesetler.
incinmiş hayatları toplayan bir dilenci oluyorum birden,
birden yağmur başlıyor, ”toprak kokulu bir baharı sürer belki dağlardan aşağı”diyorum
ve kaldırıp başımı kuşlara yalvarıyorum:

”yetişin nefesim bitiyor
yetişin bana kuşlar
ya özgürlük adına
ya Sevda hatırına”
(Araz Romanından)Kahraman Tazeoğlu

Bu konuyu yazdır

  Çok sevdim seni Affet
Yazar: ZencefiL - 06-16-2011, Saat: 02:36 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (6)

2nbwr2h.jpg
Gitmeliyim artık, üzgünüm…
Sen de üzülme ne olur, kıyamam ki yüzünün sahiline hüzün vurmasına.
Gözyaşların dalgalanıp bir kere bile değse kirpiklerine, boğulurum…

Üzgünüm…
Kızma sakın kaçar gibi birkaç satırın ardına sığınışıma,
ve ne olur sitem ediyorum da sanma.
Kırılma bana.
Küçücük omuzlarıma birkaç beden ağır geldi;
küçük kaldı yüreğim, sığdıramadım yokluğunu.
Yoruldum yalnızca…

Ayrılıkla savaşmadığımı düşünme ne olur!
Direndim.
Karşı koydum ayak bileklerime dolanan gitmelere.
Her gece göğsüme çöken tavana inat nefes alıp verdim sana.
Şizofreni bir sevdaydı zaten seni uzun uzak sevişim,
Duvarlardaki hayalinle sevişmem,
Ve karanlık odada saat tik takını senin ayak sesin zannedip sevinişim..
Uyanışlarım,
Ve kırılan hayallerim…
Sensizliğin eksilttiği sen dahil ne varsa işte benden giden.
Her birine gücümün yettiğince direndim.
Çok sevdim seni, affet!
Olmayışından çok aklıma yenildim…

Ben gittiğim yerde de en çok seni biriktirip,
Yine seni seveceğim.
Üzülme…

Kim bilir yine bahar gelir topraklarımıza,
yapraklarımız rüzgarla sevişirken yeşeririz belki yeniden.
Kim bilir…
Belki de geç kalınmış bir vedadır bizimki.
Her konuşmaya üzülerek başlamamız bundan değil midir sevgili?
Cümlelerimizin yüklemsiz kalması çaresizliğimizden değil mi?
Gözlerimiz sözlerimizden çok susuyor artık.
Uyanırken hangi uykuda unuttuk biriktirdiğimiz düşleri.
Aşka pusarken ayrılığa teslim olduk!
Sustuk, sustuk, sustuk…
Biz en çok susmaktan yorulduk…

Ölüm, vedalaşmaya fırsat bırakmadığı için bir ayrılık olmazdı asla.
Bu yüzden can çekişirken vedalaşıyorum seninle,
Beyin ölümü çoktan gerçekleşmiş bitkisel hayatta bir aşktan nefes alıyoruz anlasana!
Anla/sana…


Ezgin Kılıç

Bu konuyu yazdır

  Belki Yine Gelirim
Yazar: ZencefiL - 06-16-2011, Saat: 02:34 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (2)

ltqBZ.jpg
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.

Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
Biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
Ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
Dizginlerini koparan bir at sanki bu
Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim

Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
Bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez
Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü
İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün…

Ahmet Telli

Bu konuyu yazdır

  Yalnızlık
Yazar: ZencefiL - 06-16-2011, Saat: 02:29 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (2)

9UT84.jpg
Yalnızlık
yalnızlık,
ilerisine asla bakamayacağın bir pencere gerisinde;
yağan karı,inen geceyi ve yükselen dağları izlerken,senin,yanımda olduğunu hissetmektir.
hayalini yanımda taşımak,yanında varlığımı unutmaktır.
küçük bir ben içinde,koca bir sensizliği yaşamaktır yalnızlık!
yaşamak ve şikayet etmemek.

yalnızlık,
seni,herkesini ve herşeyini kabullenmek ama bunu sana anlatma yeteneğinden yoksun olmaktır.
anlatamamanın yanında durmadan konuşmak ve tüm susmaları sana kaptırmak,
sonunda sessizliğe mahkum olmaktır.
suskunluğunun her bir harfini yorumlamak ve
haricinde duyduğum sesleri inkar etmektir yalnızlık.
her şarkıda artan sızımı dindirmek yerine "sevdiğim türkünü susur da git" diyerek haykırmaktır!.yalnızlık,acı ezgilerine sırt dönüp,sadece senin sesinin nemini dinlemektir.
ezgilerden daha acı sesinin ta kendisidir yalnızlık!

şimdiyi yok saymak,yarını ertelemek ve fotorafların sınırlı karelerinde,
sen’li dünleri yaşamak da,yalnızca,yalnızken yapılacak akıl karı bir deliliktir ve delilik,
yalnızlığın en yalın tanımıdır!

yalnızlık,
yarin kentinde kendini öksüz hissetmektir.
cadde boyu ışıklarda büyüyen kimsesizliği,hiçbir gülüşe sığdıramamak,
ulu orta ağlamak ve kendine konuşmaktır.suretin düştüğü her yüze sen diye bakmak,
suretinin aslına korkusuzca bakmak,aynalardaki suretime bakamamaktır yalnızlık!

çok vagonlu bir trende,her istasyonda yeniden başlayan çok seferli bir yolculuktur yalnızlık!
yalnızlık,
sana gelirken yolları günlerin ardında bitirmek;senden giderken,yollarda;
"ömrümü bitirmektir"…

yalnızlık,
söylediğin her sözü aklımda tutmak,seni hiç unutmamışken,
her defasında yeniden yeniden hatırlamak,geceleri terk edip,sabahları kapına sığınmak ve
gittiğini bile bile "inançsızca" dönmeni beklemektir…

şiirlere soyunup,mektup giyinmek;bütün şairleri reddedip bir yazara aşık olmaktır yalnızlık.
ve…
yalnızlık…
varlığında yokluğunda,
"yalnızım çünkü sen varsın" demektir
Kahraman TAZEOÄžLU

Bu konuyu yazdır

  Ebedi ayrılık
Yazar: ZencefiL - 06-16-2011, Saat: 02:28 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (2)

9TEJB.jpg
Talihsiz, çiziliyor avuçlarıma yalnızlığım,
Yolları hep sana tuzak, bir türlü adını bulamıyorum…
Kavşaklarda kalıyor gururum,
Şakır şakır yağmalanıyor, acılarım yol ayrımlarına…

Sesine doğru geliyorum, yanaklarımın yanında hemen kulaklarım,
Duyduklarıma yumuluyor,
Kimseyi duymuyorum…
İçimden bile konuşmuyorum…
Tıp oynuyoruz, aşkın sıra…

Kayıbım, arayanı soranı da geçtim artık,
Adımı hatırlayan yok, ben bile kendimden geçiyorum ara sıra…
Seni hatırlıyorum sonra, sonrası mı?
Edebi adabıyla, susturuyorum dudaklarımı…
Sonrası öteki tarafa kalsın…

Feriştahı gelse alamaz artık elimden bu ayrılığı,
Ekmek kırıntısı gibi nimetten sayıyorum, basıp geçemiyorum yalnızlığımı…
Gidiyorsun,
Bileklerimden vuruluyor, tüm nabız atışlarım…
Feleğini şaşmış olmalı gözlerim,
O gidiyor, yanıma da utanmadan hayalini iliştiriyor,
Öldürülüyorum, iki kere ya da yok yok aşk kere!

Fire veriyor gözlerin, canıma…
Hani dediğim gibi, dudaklarına gömeceklerse eğer…
Razıyım adabımla, ebediyen susmaya…


Gülşah Akgül

Bu konuyu yazdır

  Saat seni Vazgeçiyor
Yazar: ZencefiL - 06-16-2011, Saat: 02:24 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (2)

cMhbg.jpg
Parçalayıp, araya ayrılığı soktuğun tüm zamanlar düşman sana artık
Bensiz attığın her adımda daha da yaklaşıyorsun yalanlara
Bensiz aldığın her nefeste soluyorsun tüm sahtelikleri içine..
Tüm gerçekler senden vazgeçiyor..

Git değil, kal demişti gözlerim kalbine. Öl demişti benle..
İhanetinin cezası, alabildiğine bensizlikti
Acı çektireyim diye, öldürdün kendini benliğimde
Şimdi ise; sinsi bir zaman dilimi, sıradan adımlarıyla kaldırıyor cenazeni içimde
Saat, seni vazgeçiyor..

Kanıyor gözlerim, anlamıyor hiçbir gece yarısı beni
Umursamıyor hiçbir gözyaşı acıdan buruşmuş tenimi
Sus! Söyleme bana o yalan küfürleri
Susarak anlat yazdığın o romanda beni nasıl sildiğini
Hayatının ön sözünde yazan; ‘’yalan’’ sevgili..

Sor kendine neden sattın ruhunu..
Söyle,uğruna öldüğüm sen’i ne için öldürdüğünü
Gözlerin, gülüşlerin hangi günahı oyuncak etti kendine şimdi?
Hangi mutluluğa sattın da ellerini, başka tenlere tuz oldu tenin
Sadece sor kendine sevgilim, hiç mi sevmedin?

Sen..
Önce, el oluyorsun
Sonra, son vedanın adı el’veda oluyor dilimde..
Ve şimdi,
Tüm saatler, seni vaz’geçiyor..

Cenk Askeroğlu

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 11-23-2025, 12:35 AM