| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 330 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 326 Ziyaretçi Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex
|
| Son Aktiviteler |
Allah’a Şirk Koşarak Yaşa...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-21-2025, Saat: 09:37 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 16
|
Rabbinden Sana Vahyedilen...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-20-2025, Saat: 04:17 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 14
|
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-18-2025, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 24
|
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
|
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
|
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
|
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
|
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,337
|
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 31
|
Enfal Suresi 12. Ayet. ”V...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-12-2025, Saat: 04:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 31
|
|
|
| Hayalin Vursun Kadehime |
|
Yazar: by majeste - 06-16-2011, Saat: 02:23 PM - Forum: Kendi Şiirleriniz
- Yorumlar (2)
|
 |
bu gece
hayalin oyle bir vursun ki kadehime...!
dunya tersine donsun
bu gune degil gelmemis yarinlara beddular kusayim
veriyorum sirtimi senden kalan gokyuzune
vari yogu soyluyorum bu renksiz hayata...
|
|
|
| Bu Kadarını Bir Arada Almak Bünyeye Zararlı |
|
Yazar: YasSmin - 06-16-2011, Saat: 01:12 PM - Forum: Maxi Geyik
- Yorumlar (26)
|
 |
Sora sora Bağdat, çalışa diploma bulunur.
Suya rakı katarsan ne olur? Cevap u sarhoş olur.
Sütten ağzı yanan yoğurdu ayran yapar içer.
Tem otoyoluna muz düşerse ne olur? Cevap: Temmuz.
Temel bir gün Fransa ya gitmiş 'aaa burayı da mı Sabancı aldı' demiş.
Tomi'nin annesi kimdir? Anatomi.
Tükenmez kaleminin yayını versene Ne yapacaksın?
-Yayla lezzet testi.
Uçak düşmüş. Ama kimse ölmemiş.Neden?
Çünkü, uçak Pamukbank'ın üstüne düşmüş.
Uçan köpeğe ne denir HavUÇ.
Uzundur kıllıdır sokunca kanatır. Cevap İŞ FIRÇASI.
Volkswagen passat, şahsi oynama!
Yalancının mumu; mum bitinceye kadar yanar.
Yanan Hasan'a ne denir? Cevap: Florasan.
Yeni doğan bebeğe patik almışlar olmamış, neden?
Cevap: Patik antipatikmiş.
Yerin kulağı var benim de kulağım var. Ben yer miyim? Hayır yemem.
Yıkanan ton'a ne denir? Cevap: WashingTon.
Zenciler neden kollarına baktıklarında kendilerini görürler?
Karakolda ayna var.
|
|
|
| Iğrenç espiriler |
|
Yazar: YasSmin - 06-16-2011, Saat: 01:00 PM - Forum: Maxi Geyik
- Yorum Yok
|
 |
Ne yapıyorsun? -Telefonla konuşuyorum.. -Aaa sizin telefon konuşuyor mu?
Basamakta durmayın otomatik kapı çarpar, böler, karekökünü alır.
Hangi çiçek hem kafaya takılabilir, hem de içinde çamaşır yıkanır?
Cevap: Fesleğen tabii ki.
Saç malanmaz, taranır.
Seven unutmaz oğlum, eight unutur.
3 Japon sırayla uçaktan atlamış. Japonlar ölmüş, sıra ise kırılmış!
4 kişilik bir masa alçaktım vazgeçtim, kişiliksiz bir masa aldım!
Hadi oyun oynayalım. Vazgeçtim, oymadan oynayalım!
İyi ki İtalya da doğmamışız!.. Neden? Çünkü İtalyanca bilmiyoruz!
Abi sizin araba ne malı? -Alman malı! Bizimki de klimalı!
Geçen gün arkadaşlarla fırında patates yiyorduk, fırın sıcak geldi bahçeye çıktık?
Soru: Yangın dolabını açarsan ne olur? Cevap: Yang kızar...
Soru: Padişah, tahta çıkınca ne yapmış? Cevap: Tahtayı yerine taktırmış.
Adamın biri yarın öleceğim demiş. Yarmışlar ölmüş.
Bir adam intihar edecekmiş, vaz geçmiş. İki adam intihar edecekmiş, were geçmiş!
Soru: İnsanları niye kafasına su dökerek uyandırırlar?
Cevap: Çünkü suyun kaldırma kuvveti vardır.
Oğlum hayırlı olsun. Araba almışsın. - Evet aldık.
- Peki niye araba aldın? Kendine alsaydın ya..
Abi duydun mu, 50 kişiyi taramışlar. -Yapma ye, nerde?
-Marketin karsısındaki berberde.
İyi günler, Aslıyla görüşebilir miyim? Aslı evde yok! Fotokopisi var!
Dört yüz yetmiş, üç yüz yetmemiş.
Köfteyle möfte arasında ne fark vardır?
Cevap: Biri kıymadan yapılır diğeri mıymadan yapılır.
Emel'in selamı var! - Hangi Emel? - HTML
Kavun deyip geçme çünkü parola kavun değil!
Yarasa yararlı bir hayvandır. Yararlı bir hayvan olmasaydı yaramasa derlerdi.
Geçen gün kamyonu sürdüm, Leonardo da Vinci.
Fransızların nesi eksiktir ? "FRAN"ları tabi ki!
|
|
|
| Bademcik iltihabı tonsillit tonsillektomi |
|
Yazar: Hasretiim - 06-16-2011, Saat: 12:15 PM - Forum: Sağlık
- Yorumlar (1)
|
 |
Bademcik denilen tonsiller, boğazın her iki yanında yer alan, vücudun savunma sisteminin bir parçası organlardır.
Üzerindeki çok sayıda delikten içeri giren mikroplar, organın içinde zararsız hale getirilir ve ölü hücreler tekrar bu delikten dışarı atılır, ayrıca antikor üreterek vücudun savunmasına yardımcı olurlar. Ancak bu deliklerin çeşitli etkilerle tıkanması sonucu iltihap yayılarak tüm organı tutar ve bir enfeksiyon kaynağı haline gelir.
Bademciğin şişmesi, boğaz ağrısı, ateş, kırgınlık ve yutma güçlüğü akut iltihabın belirtilerindendir. Çocuklarda çok daha aktif bir organ olduğundan iltihabı da daha sık görülür. Tedavisinde etken mikroplara etkili antibiyotikler, anti septik boğaz gargaraları, antienflamatuar ve ağrı kesici türü ilaçlardan yararlanılır.
Bademciklerin görev yapamayıp, bizzat kendinin enfeksiyon kaynağı haline gelmesi kronik bademcik iltihabı demektir. Hastanın şikayetleri, akut olanlara nazaran daha müphemdir. Küçük bir tahriş sonucu hemen ağrı ve yutma güçlüğü oluşurken, düşük dereceli bir ateş ve zaman zaman ağız kokusu şikayetlerdendir.
Dolayısıyla sık sık enfeksiyon atağı geçirilmeğe başlar. Muayenede; bademciklerin etrafında kızarıklık olması, çevre dokulara yapışık olmaları boğaz kültürü sonucunun pozitif olması, kan değerindeki bozulma, tanı koydurur.
Bazen anaokulu çocukları ile ilkokul öğrencileri arasında halk arasında "beta" tabir edilen Beta Hemolitik Streptokok salgını olur. Bu mikroba karşı konkada oluşan antikor (kısaca ASO)'un kan değerlerinin normalde 200'ün altında olması gerekirken çok yüksek olması durumunda Akut Romatizmal Kalp Hastalığı denilen, eklemleri tutan ve kalp kapakcıklarında kalıcı hasara yol açan bir hastalık riski çok artar.
Beta mikrobunun tedavisinde penisilin ve türevieri kullanılır. Ancak bademciğin enfeksiyon kaynağı haline gelmesi durumunda kan ASO değerleri bir türlü düşrneye fırsat bulamaz ve bu antikor gidip kalp kapakçığını tutarak, bozulmasına yol açar. Dolayısıyla beta mikrobu taşıyıcısı bu bademciklerin çıkarılması gerekir.
Bazen de bademcikler yutmayı ve konuşmayı engelleyecek derecede iri olabilir. Bu durumda organ hasta olmasa bile zararını önlemek amacıyla alınması söz konusudur.
Özetleyecek olursak;
1- Sık enfekte olan kronik bademcik iltihabı,
2- Beta mikrobu taşıyıcısı bademcikler,
3- Aşırı büyük bademciklerin ameliyatla alınmaları gerekir. Bademcik için yaş sınırı 3 yaştır. Yani 3 yaş altında bademcik ameliyatı yapılmamalıdır. Gene aynı tip bir organ olan geniz eti ya da bademciği içinse böyle bir alt sınır yoktur.
Ameliyat çocuklarda genellikle, genel anestezi altında yapılır.
Kısa süren bir ameliyat olup, bugünün modern tıp imkanlarıyla minimal komplikasyonu vardır. Ameliyat yeri ortalama bir hafta içinde iyileşir. Bu dönemde antibiyotik ve ağrı kesiciler kullanılır. Başlangıçta sulu, giderek yarı katı yiyecekler ve 10 gün içinde de normal katı gıdalara geçilebilir.
Bademcik ameliyatı iyi yapıldığında ve doğru gerekçelerle alındığında hastanın şikayetlerinde bariz bir düzelme olur ve genel durum da hızla düzelir. Halk arasında yanlış bilinen bir konu, bademciklerin alındığında, savunma sisteminin zayıflayacağıdır. Böyle bir durum, yapılan klinik araştırmalarla ispatlanmamıştır.
Çocuklarda haklı gerekçelerle alınan bademciklerin görevini boğazımızdaki başka dokular üstlenir. Erişkin hastalarda ise zaten bademcik büyük ölçüde fonksiyonunu yitirdiğinden eksikliğinden dolayı bir problem çıkmaz. Ancak tahriş edici etkenlere sürekli maruz kalan kişilerde farenjit tablosu müzminleşebilir. O nedenle sigara, kirli hava boğaz için her zaman zararlıdır.
Bademcik ameliyat yapılmasına karar verilen çocukların ailelerinin yaşadığı en büyük korku anestezi korkusudur. Bu korku aslında yersizdir. Çünkü fazla abartılmakta ve yanlış bilgilere dayanmaktadır. Genel anestezi yurdumuzda yüzbinlerce kez uygulanmakta ancak 20-30 binde bir ölüm duyulmaktadır. Riskin bundan çok daha fazla olduğu durumlarla günlük hayatta sık sık karşılaşmıyor muyuz? Mesela kaldırımda yürürken araba çarpamaz mı? Bu durumda kaldırım da yürümeyelim mantığı elbette kabul edilemez.
Ancak ameliyat ne kadar küçük olursa olsun, hafife alınmamalı her türlü tedbiri anestezist gözetiminde almalıdır. Tüm incelemeler sonucu, anestezi uzmanının muayenesinden geçerek "ameliyat olabilir" oluru olan aileler rahat olup, hekimlerine güvenmeleri gerekir.
|
|
|
| Bademcik ve Burun Eti |
|
Yazar: Hasretiim - 06-16-2011, Saat: 12:12 PM - Forum: Sağlık
- Yorumlar (6)
|
 |
Bademcik ve Burun Eti (Lenf Bezi);
Bademcikler ve lenf bezleri gırtlaktaki lenf, topaklarıdır. Bademcikler ağızın gerisinde, lenf bezleri ise gırtlağın en üstündedirler. Her ikisi de vücuttaki enfeksiyonları filitre eder. Bunlar özellikle 3 yaşına kadar çok yararlıdırlar. Ergenliğe yaklaştıkça burun etleri (lenf bezleri) hemen hemen yok olurlar ve bademcikler de fındık büyüklüğüne inerler.
Çoğunlukla 3 yaşından sonra çocuklarda (ve bazen de yetişkinlerde) bademcik iltihabı rahatsızlığı görülür. Arada bir bademcikler şişer ve çocuğun sesi genizden gelir. Bu bezler sık sık iltihaplanırsa (yılda 3, 4 kez ve ciddi şekilde) doktorunuz ameliyat önerebilir.
Eskiden hemen hemen her çocuğun bademcikleri ve burun etleri aldırılırdı. Antibiyotiklerin keşfi ile bademcik iltihabı daha kolay tedavi edilir hale geldi. Fakat, çok ender durumlarda bademcikler öylesine şişebilir ki nefes alma ve yutmayı engelleyebilir. Hatta, burnun arkası ve östaki borusu şişmiş burun etleriyle tıkanabilir ve ortak kulak iltihabına neden olur. Bademcik ve burun eti ameliyatları basit müdahalelerdir ve bunlar kolayca çıkartılabilir. Bademcikler tekrar büyümez ama burun etleri yeniden gelişebilir, fakat tekrar sorun haline gelmeleri çok enderdir. Ameliyat sonrasında çocuğunuz bir kaç saat veya en çok 12 gün hastanede kalır ve şiddetli boğaz ağrısı ve acısı birkaç gün daha sürer. Bu ameliyatlar boğaz enfeksiyonlarını kökünden çözümleyemezler. Bademcik iltihabına neden olan bakteriler (genelde streptokok) boğazı da iltihaplandırabilir. Gene de bu ameliyatlardan sonra boğaz iltihapları çok seyrekleşir.
|
|
|
| Allerjik larinks hastalıkları anafilaksi |
|
Yazar: Hasretiim - 06-16-2011, Saat: 12:11 PM - Forum: Sağlık
- Yorumlar (2)
|
 |
Allerjik Larinks Hastalıkları : Allerjik hastalıklar larinks, trakea, bronşiyal ağaç, nazal kavite, paranazal sinüs, nazofarenks ve farenksi içeren respiratuar traktın herhangi bir bölümünü etkileyebilir. Allerjik larenks hastalıkları hastaların yaşamlarını tehlikeye sokabilir. Bu nedenle hekimlerin acil tedaviyi çok iyi bilmesi ve uygulayabilmesi gerekmektedir.
Larinksin allerjik reaksiyonları iki formda görülür; akut ya da anaflaktik ve kronik form. Akut tip, bir anaflaktik reaksiyondur ve anjiyonörotik ödem olarak bilinir. Hedef doku larinks girişinde bulunan yumuşak dokudur; ani ödem gelişip hava yolunu kapatabilir. Dil, orofarenks, hipofarenks, epiglot, aritenoid, ventriküler bant, vokal kord ve subglottik alandaki ödem hava yolunu tehlikeye sokarak ölümcül olabilir. Rekürren akut larengeal ödem, allerjik kökeni düşündürür.
Anafilaksinin larengeal semptomları ses kısıklığı, disfaji, boğazda şişlik hissi, inspiratuar stridora neden olan hava yolu obstrüksiyonu, interkostal ve supraklaviküler retraksiyon ve siyanozdur. Hastaların %90'dan fazlasında dudak, dil gibi vücudun diğer kısımlarında anjiyoödem görülebilir. Ürtiker ve anjiyoödem en çok yüz ve dudakta, daha az olarak el ve kolda görülür.
Üst solunum yolunda hava yolu obstrüksiyonuna neden olan laringeal ödem, anafilaksiden ölümün temel nedenidir. Dudakların, uvulanın, dil ve orofarenksin anjiyoödemi hava yolunun obstrüksiyonuna daha az yol açmakla birlikte, beraberinde larenks ödemi bulunabileceğinden agresif tedaviyi gerektirir. Akut larengeal ödem ve anafilaksi tedavi protokolünü tüm sağlık kurumlarında acil müdahalenin en önemli ilk dakikalarında uygulamaya hazır olunmalıdır.
ANAFİLAKSİ TEDAVİSİ:
√ Acil durum değerlendirilir.
√ Hasta sırtüstü pozisyonda yatırılıp alt ekstremite eleve edilir.
√ Allerjenden uzaklaştırılır.
√ Yeterli oksijen sağlanır.
√ Epinefrin 1/1000 0.3 ml SC, 5-20 dakikalik aralıklarla tekrarlanır.
√ Salin ya da ringer solüsyonu ile volüm genişletilir.
√ Difenhidramin 25- 50 mg IM/İV yapılır. 15 dakika sonra 100 mg maksimum dozda tekrar yapılabilir.
√ Simetidin 50 mg IV (difenhidramine yardımcı olarak) yapılır.
√ Metilprednizolon 125 mg İV yapılır.
√ Muhtemel hava yolu obstrüksiyonu kuşkusu varsa entübasyon ya da krikotomi yapılabilir.
√ 6 saat arayla hidrokortizon 5 mg/kg (maksimum 100 mg) ya da 1 mg/kg metilprednizolon İV (maksimum 100 mg) yapılır.
√ Dirençli bronkospazm var ise nebulizatörle albuterol ve/veya 5 mg/kg IV aminofilin 30 dakika üstünde 100 ml normal salin içinde verilir.
√ Betabloker anafilaksiden sorumlu ise terbutalin 0.25 mg SC, izoprotorenol, glukagon 1 mg N 5 dakika içinde verilir.
√ Eksternalizasyon öncesinde epipen, prednizon 0-60 mg/gün 3 gün reçete edilir, difenhidramin 25 mg/4-6 saat (ihtiyaç halinde ve 3 gün) önerilir.
√ Yüksek rekürens riski ve idiyopatik anafilaksi durumımda allerji değerlendirmesi yapılmalıdır.
|
|
|
| Akut tonsillit bademcik iltihabı |
|
Yazar: Hasretiim - 06-16-2011, Saat: 12:05 PM - Forum: Sağlık
- Yorumlar (2)
|
 |
AKUT TONSİLLİT : Çocukluk çağında en sık görülen hastalıklardandır. Bir veya iki tonsilin kendiliğinden iyileşen enfeksiyonudur. Akut tonsillit, klinik olarak genellikle ergenlerde ve genç erişkinlerde diğer yaş
gruplarına göre daha sık görülür.
• Beş-altı yaşında pik yapar, ancak 3 yaşından önce ve 50yaşından sonra çok nadir görülür. Akut tonsillitler de farenjitler gibi viral veya bakteriyel nedenlerle oluşabilir. Ani başlayan üşüme-titremeyle birlikte ateş vardır. Ateş 39°C'a kadar yükselebilir. Boğaz ağnsı vardır ve enflamasyonun farengeal kaslan tutmasıyla yutma güçlüğü gelişir. Baş ağrısı, kırgınlık, eklem ağrıları gibi sistemik yakınmalar olabilir. Çocuklarda karın ağrısı, kusma, febril konvülsiyonlar görülebilir. Kulağa vuran ağrı veya akut otitis media gelişebilir. Boyunda, ağrılı lenfadenopatiler vardır. Çocuklarda hafif bir boğaz ağnsı, subfebril ateş, iştahta azalma ve laterji görülebilir.
• Akut tonsilitin tanısı muayene ile konur. Muayenede tonsiller hiperemik ve hipertrofiktir. Tonsillerin üzeri değişen derecelerde eksüda ile kaplı olabilir. Eksüda özellikle tonsil kriptlerinin açıldıkları yerin üzerindedir. Birden çok ve küçük noktalar şeklinde olduğunda folliküler tonsillit olarak adlandırılır. Sıvı alımının azalmasına bağlı olarak mukozalar kuru ve sekresyonlar koyulaşmıştır. Oral kavitede dili kaplayan kalın yapışkan bir mukus olabilir. Tanısal test olarak boğaz kültürüyle etken izole edilebilir. Yine boğaz sürüntüsünden direkt antijen testi ile AGBHS antijenleri araştırılabilir.
• Laboratuvar incelemelerinde lökositoz olabilir. Gram boyamalar bakteriyel tonsillit için yararlı olabilir. Anti Streptolizin-O Testi (ASO), Streptolizin-O'ya karşı insan vücudunda oluşan antikorlardır. Bağışıklikla ilgisi yoktur. 200 Todd ünitesinin üzerindeki değerler anlamlıdır ve 6-12 ay içinde geçirilmiş enfeksiyonu düşündürür. ASO retrospektif olarak tanıda yardımcıdır. Akut streptokok enfeksiyonlannda tanı değeri sınırlıdır. C-reaktif Protein (CRP), bakteriyel enfeksiyonlarda yükselir ve viral enfeksivonlardan ayırmada yararlıdır.
• Akut tonsillit tedavisinde amaç enfeksiyonun yok edilmesi ve semptomların tedavisidir. Yeterli sıvı alımı ve uygun ağız bakımı önemlidir. Antiseptik gargaralarla lavaj yapmak ağız bakımı için yeterlidir. Bunun yanında yatak istirahati, yeterli sıvı alımı, analjezik, antipiretik ve bakteriyel enfeksiyon düşünülenlerde antibiyotik verilir. Bakteryel enfeksiyonda antibiyotik verilmeyenlerde genellikle hastalık bir haftada kendini sınırlar. Ancak antibiyotik vermek belirgin bir şekilde baş ağrısı, ateş ve lenfadenopatileri azaltır. Ayrıca olası bir akut romatizmal ateş veya akut glomerülonefrit gibi komplikasyonlar önlenmiş olur. İlk tercih olarak penisilin grubu antibiyotikler 10 gün süreyle oral veya tek doz depo penisilin parenteral yolla verilir.
AYIRICI TANI:
√ Difteri:
• Etken, Corynebacterium difteridir. Uvula, yumuşak damak, tonsil plikaları ve tonsili kaplayan larenkse kadar uzanabilen; kaldırılınca altındaki doku kanayan, kirli gri renkte psödomembranla karakterizedir. Membranların mukozaya adezyon göstermesi patognomoniktir. Başlangıçta hafif
lokal semptomlar varken, süratle ilerleyip dezoryantasyona, üst solunum yolları obstrüksiyonuna ve kardiyak toksisiteye neden olabilir.
• Ekzotoksinler ile nörotoksik ve kardiyotoksik etki gösterir. Horlama, stridor ve krup öksürüğü ile servikal lenfadenopatilere bağlı boğa boynu görünümü olabilir. Kesin tanı, kültür veya gram boyama yoluyla basilin gösterilmesi ile konur. Tedavisi acildir. Süratle 500-1000 Ünite/kg antitoksik serum ve yüksek doz penisilin verilir. Üst solunum yolları obstrüksiyonu gelişirse trakeotomi açılır. Penisilin, eritromisin ve tetrasiklinle taşıyıcılık ortadan kaldırılır.
√ Vincent Anjini:
• Farenjitle birlikte ülseratif nekrotizan gingivit ve stomatittir. Genellikle oral hijyeni bozuk olanlarda görülür. Etkeni spiroket ve fusiform bakterilerdir. Gri, nekrotik psödomembranlar tonsil veya farengeal mukozanın üzerini kaplar. Bu psödomembranlar yüzeysel mukozanın nekrozuyla oluşur. Tanı, klinik muayene ve kültürle konur.
• Tedavide penisilin verilir. Enfeksiyöz Mononükleoz: Klinik olarak, şiddetli akut tonsillit atağına benzer. Ancak beraberinde splenomegali, karaciğer hasarı, döküntü ve tonsil üzerini kaplayan beyaz, düzensiz membran vardır. Periferik yayma tanı için karakteristiktir. Geniş, immatür mononükleer hücreli lenfositoz görülür. Paul-Bunnel testi pozitiftir. Tedavi semptomatiktir. İstirahat, analjezik ve uygun sıvı verilir. Ampisilin kulanan olgularda jeneralize rash döküntüsü ortaya çıkabilir.
|
|
|
| Septum Deviasyonu ve Konka Hipertrofisi |
|
Yazar: Hasretiim - 06-16-2011, Saat: 12:04 PM - Forum: Sağlık
- Yorumlar (2)
|
 |
Septum nedir?
Septum, burnu içeride normalde iki eşit parçaya bölen bir duvardır. Önde kıkırdak ve arkada da ince bir kemik parçasından oluşur ve üzeri deriye benzeyen mukoza olarak adlandırılan bir örtü ile kaplıdır. Burun boşluğunun her iki tarafında ise konka adı verilen, burun salgılarını sağlayan ve burun fizyolojisinin devamı için gerekli olan etler bulunur. Bu organlar her iki yanda üçer tane olmak üzere 6 adettir. Bazı kişilerde daha fazla da olabilir.
Normal burunda septum orta hatta ve konkalar normal büyüklüktedir. Septum deviasyonu varlığında hava geçişi daralır ve konkalarda büyümeler oluşur
Septum deviasyonu nedir?
Basitçe eğri duran septum denilebilir. Septumun tamamı veya bir parçası orta hatta değildir ve eğri olduğu tarafta burun hava geçişini daraltır. Genellikle doğum sırasında veya daha sonra olan darbelere bağlıdır. Deviasyon ne kadar fazlaysa burun tıkanıklığı da o kadar fazla olmaktadır. Tıkalı olmayan taraftan soluk alınabildiği için hastalar genellikle bunun farkına varmazlar. Ancak zaman içinde normal tarafta reaksiyon olarak ödem ve et büyümeleri (konka hipertrofileri) oluşur ve burun tıkanıklığı belirgin hale gelir.
Septum deviasyonu başka nelere yol açar?
Akciğerler için gerekli hava mutlaka burundan geçmelidir. Bu geçiş sırasında hava ısıtma, nemlendirme ve temizlenme gibi işlemlere tutularak akciğerlere uygun hale getirilir Deviye septum sonucu burundan hava geçişi azalır. Ağızdan alınan işlenmemiş hava üst solunum yolları ve akciğerlerde problemlere yol açabilir. Deviasyon ve hipertrofiler nedeniyle hava geçişinin bozulması aynı zamanda normal burun salgılarının da hareketini bozarak bunların daha koyu bir hale gelmesine neden olur. Hasta bunu geniz akıntısı olarak algılar. Bu salgıların koyulaşması ve özelliklerini kaybetmesi sonucu rahatsızlık daha da artarak sinüzit ve polipler gibi hastalıkların oluşması kolaylaşır.
Bir diğer sorun da burunda bulunan koku alma bölgesinin tıkanmasıyla koku moleküllerinin bu bölgeye ulaşamaması sonucu koku almanın azalmasıdır.
Nasıl düzeltilebilir?
Uygulanacak tek tedavi bu eğriliğin bir ameliyatla düzeltilmesidir. Septoplasti adı verilen bu cerrahi teknikte mukozaya zarar vermeden eğri olan septum bölgeleri kıkırdak desteği korunarak düzeltilir. Bazı cerrahlar tarafından uygulanan tekniklerde ise septum kıkırdaklarının tamamen çıkartılması sonucu burun sırtında düşmeler ve şekil bozuklukları görülmektedir.
Bu yöntemde tüm işlemler burun içerisinden yapılır ve dışarıda herhangi bir kesik izi görülmez. Anestezi lokal veya genel olabilir. Donanımlı ameliyathanelerde uygulanan genel anestezinin riski bugünkü olanaklarımızla oldukça düşüktür. Ameliyat sonrası buruna yerleştirilen burun tamponları genellikle 1-2 gün tutulmaktadır. Günümüzde kullanılan tamponlar burnu zedelemeyen ve biriken kanları emen yumuşak özelliktedir. Uygulanması ve çıkartılması ağrıya neden olmaz.
İyileşme ne kadar sürer?
Yüzde herhangi bir şişme veya morarma görülmez. Hasta genellikle aynı gün evine yollanır. Ertesi gün her türlü faaliyetini yapabilir ve birkaç gün içerisinde işine dönebilir. Ancak tam olarak burun dokularının iyileşmesi 2 haftayı bulmaktadır.
Konka hipertrofisi nedir?
Burun içerisinde her iki tarafta yanlarda bulunan konkalar (alt, orta, üst konkalar) burun fizyolojisinde önemli rollere sahiptir. Ancak bazı durumlarda reaksiyoner olarak büyüyebilirler (hipertrofi). Böylece burun tıkanıklığına neden olurlar. Aslında burnun bir boru gibi tamamen açık olması istenilen bir durum değildir. Solunan hava bu konkalara çarparak gerekli işlemlerden geçirilmelidir (ısıtma, nemlendirme, temizlenme gibi). Bu nedenle bu konkaların tamamen çıkartılarak burun hava geçişinin açılması başlangıçta hastaya faydalı ve rahatlatıcı gibi görülürse de zamanla burun fonksiyonlarının bozulmasına bağlı olarak hastanın şikayetleri daha fazla artar ve tedavisi imkansız bir hale gelir. Bu konkaların ilaç kullanılarak ve özellikle piyasada halk tarafından iyi bilinen burun damlaları kullanılarak küçültülmeye çalışılması ileride yakınmaların daha da artmasına neden olur. Rinitis medikamentosa adı verilen bu durumda tedavi başlangıcında bu tür ilaçların öncelikle kesilmesi gerekir.
Tedavisi
Öncelikle konka hipertrofisinin nedeni anlaşılmalıdır. Bir alerji varlığında uygun tedavi başlanmalıdır. İlaç tedavisine yanıt alınamayan durumlarda bazı cerrahi uygulamalar yapılmaktadır. Birçok hekimin başvurduğu total konka rezeksiyonu (kesilip çıkartılması) tercih edilen bir yöntem değildir. Ancak fonksiyon kaybına yol açmayan kısmi çıkartmalar yapılabilir. Konka hipertrofisi tedavisinde son kullandığımız yöntem radyofrekansla küçültme ameliyatıdır. Bu yöntemde radyo dalgaları veren bir cihazla konkaların içine girilerek dokuyu bozmadan yeterli küçültme sağlanır. Bu girişim lokal anestezi altında rahatlıkla yapılır ve ameliyat sonrası kanama ender olduğu için bir tampon da konulmaz.
|
|
|
| Akut süpüratif otitis media |
|
Yazar: Hasretiim - 06-16-2011, Saat: 12:01 PM - Forum: Sağlık
- Yorumlar (2)
|
 |
Akut Supuratif Otitis Media : Akut, bakteriyel ve eksudatif orta kulak enfeksiyonudur. En sık rastlanan patojenler: Pnömokok, Hemofilus influenza, Moraksella kataralis ve Streptokokdur.
Bu etkenler için seçilecek antibiyotikler: Amoksisilin, Amoksisilin+Klavulonik asit, Sulbaktam, Ko-trimoksazol, Sefuroksim veya Sefaklor olabilir. Bu antibiyotikler sistemik olarak verilir. Akut otitlerde orta kulakta damarlanmanın bol ve dış kulak yoluyla dışarı doğru drenaj olması nedeniyle topikal kulak damlaları kullanılmaz.
6 klinik safhası vardır.
1- Hiperemi safhası (1.-2.gün) :
Çok ağrılıdır, işitme normaldir, akıntı yoktur, zar kırmızı görünümdedir. Bu safhada gelen hastaya antibiyotik, analjezik, antipiretik verilir ve takip edilir.
2- Eksudasyon safhası (3.-5.gün) :
Çok ağrılıdır, işitme orta kulaktaki eksuda nedeniyle azalmıştır, akıntı yoktur, zar dışa doğru bombe ve sarı-kırmızı-kahverengi görünümdedir. Bu safhada gelen hastaya antibiyotik, analjezik, antipiretik verilir, timpanik membran parasentez bıçağı ile açılarak drenaj sağlanarak bir sonraki safhada oluşacak iyileşmesi daha zor olan spontan perforasyon yerine zamanında uygun drenaj temin eden ve iyileşmesi gayet kolay olan düzgün bir açıklık yapılır, akıntının aspirasyonu ve hastanın takibi yapılır.
3- Supurasyon safhası (6.-8.gün) :
Zarda spontan perforasyon meydana gelir, dışarıya akan pürülan birikim nedeniyle ağrı büyük ölçüde diner, azalmış işitme devam eder. Burada aynı medikal tedavi ve akıntının düzenli aspirasyonu yapılır. Spontan perforasyon genellikle 2 mm kadar genişliktedir. Kızamık, Kızıl gibi hastalıklar sırasında gelişen otitis medialarda geniş bir timpanik membran perforasyonu oluşur. Bu perforasyonlara ilaveten kemik zincirde inflamasyona bağlı erozyonlar ve kopukluklar meydana gelebilir. Bu tip kulak iltihabına akut nekrotizan otitis media denir.
4- Koalesans safhası (9.-10.gün) :
Enfeksiyon bu safhada mastoide ulaşarak mastoid hava hücreleri arasındaki ince kemik septalarda erimeler meydana gelir, mastoiditin geliştiği safhadır. Bu safhada yoğun medikal tedavi ve aspirasyona cevap vermeyen bir mastoidit varsa, kortikal mastoidektomi ameliyatı yapılır.
5- Komplikasyon safhası:
Otojen komplikasyonların en sıklıkla geliştiği safhadır.
6- Rezolüsyon safhası:
İyileşme safhasıdır.
|
|
|
|