MSN adresini versene. Hemen yok deme, sapık değilim`

`Demek aynı şehirdeniz, hayret hiç karşılaşmadık`

`Çok güzelsin hissediyorum gözlerin mavi mi?`

`Sarışın mısın esmer mi? Ona göre iltifat edeceğim`

`Bütün yorumlarına cevap veresim geliyor. Sence bu bir aşk mı?`

`Çabuk üşürüm demişsin. Yardımcı olabilirim.`

`Ne şanslısın kızım ya Sana aşık oldum`

`Bugün anneme de senden bahsettim`

`Cevap verdin verdin, yoksa yarım saat içinde intihar edeceğim`

`Rüyalarımda bile yorumlarını okuyorum, bir de görsem demek ki...`

`Ya o kadar arkadaş bulma sitesine üyeyim, senin gibisini bulamadım`

`Sanal aşkım olsana. Çok yalnızım. Babam bile sattı beni`

Bu sana 50. mesajım hala cevap yok`

`İnsan görmediği birine nasıl aşık olur? Oldu işte`

Elini tutsam keşke, beraber dondurma yesek`

`Boy 1.78 kilo 70 iyi bir işim var. Bir cevap alsam senden mest olacağım`

Kaliteyi sende buldum`

Ya bir şey soracağım; sence Aşk mı, para mı?`

Çok duygusal bir yapım var yardım et`

Gül senin tenin şarkısı benden sana gelsin`

[INDENT] Ben..
Yaşanmış anılara değil de, yaşanmasını hayal ettiğim güzel günlere ağlıyorum şimdilerde...
Sen benim caddemi bilmezdin ama, aslında hep o köşe başında buluşurdun arkadaşlarınla...
Günün her saatinde varlığını düşünerek geçiyordum oradan..
Sen hiç hissetmezdin ama, yokluğunda umutlarıma sarılıyordum...
Seni sararcasına, sen varmışçasına...
Sen başka şehirlerde derin nefesler alırken, başkasına seslenişin yankılanıyordu benim şehrimde...
Sen İstanbul’da gözümün gördüğü her yerdeydin...
İstediğim haldeydin...
Adını anmadan arşınlamadığım tek bir kaldırım taşı kalmamıştı...
Hepsine adını yazmıştım...
Adının bendeki yerini...
En büyük yarayı senin açtığını...
Tüm şehre aşılamıştım yüreğimdeki yerini..
Biliyorum saçma gelecek ama, güvercinlerle haber yolluyordum sana..
Aramayacağından emin olsam da...
Telefonun ekranında başkasının adı yazsa da...
Her aramayı sen aramışçasına açıyordum...
Her gelen mesajı sanki sen yazmışçasına,
Gülümseyerek açıyor, sen yazmışsın gibi düşünerek okuyordum...
Sonra karanlıklar basıyordu ruhumu, gece oluyordu...
Düşlerde yaşadığım senin düşsel bir sevda olduğunun farkına varıyordum..
Her güne kabusla uyanıyordum...
Susuyordum...
Ağlıyordum...
Ağlarken tebessüm ediyordum..
“Gülmem gerek” diyordum...
O bana hep “gül” derdi...
“Hiiiiç üzülme..”
“Üzülünce ben senden çok üzülüyorum”
Biliyorum “o benden çok üzülürdü” diyorum..


...


Unutmalıyım...
Devam etmeliyim...
Yeniden aşık olmalıyım...
Hem ben aşık olunca daha çok parka gider, daha çok çocuğun saçını okşarım...
Çocuklarla pamuk şekerimi paylaşırım...
Salıncak için sıraya girerim...
Kaydıraktan bile kayarım..
Aşık olmalıyım..
Tekrar birinin omzuna başımı koymalıyım...
Aşık olmalıyım...
Birine [SIZE=4]“eşim” demeliyim...[/SIZE]
“Düş eşim"den v'azgeçmeliyim...
Sevgimle rahatsız etmemeliyim...
Ben yıllar sonra yeniden..
Birine “aşk” demeliyim..

Doğum gününde yeğenime duvar stickerı aldım.Misafirler gitmeden hemen odasına yapıştırdık.Arkadaşları çok beğendi.Onlarda annelerine bu duvar stickerlarından almak istediklerini söylediler. Hediyeler arasında en çok benim aldığım duvar stickerını beğendi. Değişik hediye almaktan hoşlananlara bir fikir olabilir diye sizinle paylaşmak istedim.

Duvarlara yeni bir görünüm kazandırmanın en pratik ve kolay yollarından biri sticker’lardır. Üstelik sticker’lar konusunda renkler ve desenlerle ilgili seçenekleriniz artık neredeyse sınırsız.

[INDENT][INDENT][INDENT]

Falcı ve papazdan onaylı define avı



Bursa'da, 3 katlı binanın altında izinsiz define arayan 3 kişi gözaltına alındı.
Bursa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Kayhan Mahallesi Simavlı Sokak'taki Bedrettin Cami yanında bulunan 3 katlı binanın içinde izinsiz kazı yapıldığı ihbarını alan güvenlik güçleri, harekete geçti. Söz konusu adrese giden polis ekipleri, binanın giriş katındaki iş yerinde ''alem'' imalatı yapan Ayhan S, amcasının oğlu Kurtuluş S. ve iş yerinde çalışan Mustafa D'yi kazı malzemeleriyle yakaladı.
Gözaltına alınan 3 zanlı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü. Olay yerinde yapılan incelemede, zanlıların, define bulmak amacıyla 21 metre kazı gerçekleştirdikleri belirlendi.
DEFİNE OLDUÄžUNU FALCI SÖYLEMİŞ
Zanlıların polise verdikleri ifadede, Kurtuluş S'nin, yaşadığı ailevi sorunlar nedeniyle İzmir'deki bir kadın falcıyla telefonla irtibat kurduğunu, bir süre sonra falcının söz konusu iş yerinin bulunduğu binanın 16-17 metre altında define olduğunu bu kişiye söylediğini belirttiler.
Bir süre önce Bursa'ya gelerek kazının yapıldığı yeri de gördüğü belirtilen falcının söylediklerini İzmir'deki bir kilisede görevli Aleks adındaki papazın da doğruladığını anlatan zanlıların, ikilinin yönlendirmesiyle 45 gün önce kazıya başladıklarını, yaklaşık 21 metre de kazı yaptıklarını söyledikleri öğrenildi.
Zanlıların, kimsenin şüphelenmemesi için kazıları gece yaptıkları sabaha karşı da hafriyatları kamyonlarla binadan taşıdıkları belirlendi.
Zanlılar, sorgularının ardından ''izinsiz kaçak kazı yapmak'' suçundan adliyeye sevk edildi.

Türkİye Kemik İliği Transplantasyon Vakfı Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan “Kanser hücrelerine borla ilgili bir madde ya da element eklediğiniz anda kanser hücresinin öldüğünü görüyoruz’’ dedi.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi öncülüğünde, kentte görev yapan doktorlara yönelik kemik iliği kanseri hastalığı, bulguları, teşhis ve tedavi yöntemleri konulu toplantı düzenlendi. Çok sayıda profesörün katıldığı toplantıda konuşan Prof. İlhan, Türkiye’de her yıl bin 500 kişinin kemik iliği kanserine yakalandığını belirterek, hastalığın ortaya çıkmasında beslenme alışkanlıkları, tarımsal ilaçlama, sigara ve bağışıklık bozukluğu gibi faktörlerin etkisini anlattı.
İlhan, hastalığın genel itibarıyla kemik kırıklarıyla ortaya çıktığına ve ülke açısından azımsanamayacak seviyeye ulaştığını belirterek şöyle konuştu: “Çok sayıda bilim insanıyla ‘Kansere nasıl erken tanı koyarız?’ diye işbirliği yapıyoruz. Aynı zamanda Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’nde de ‘Bor madeni kullanılarak bir çalışma yapabilir miyiz’ konusunu tartıştık. Sonuçlara bakıldığında, kanser hücrelerine borla ilgili bir madde ve element eklediğiniz anda kanser hücresinin öldüğünü görüyoruz. Ama tam tersine siz bu bor maddesini gereksiz yere kullanırsanız belki de yan etki yapacaktır. Araştırmalar ilerledikçe yurdumuzdaki metaller ve elementlerden daha fazla faydalanacağız. Bor Enstitüsü bununla ilgili laboratuvar çalışmalarına başladı. Yakın zamanda hayvanlar üzerinde de testlere başlayacağız.”

Dansın büyüsünü tiyatroyla buluşturan ''Kavuşma'' oyunu engelli bedenleri engelsiz kılıyor. Bedenlerini kullanmakta zorluk çeken veya tekerlekli sandalye kullanan engellilerin engelsizlerle yaptıkları dans tiyatrosu yurt içi ve yurt dışındaki turnelerle engelliliğe dair farkındalığı artırmaya çalışıyor.
Hayatının neredeyse tamamını zihinsel engelli dayısıyla geçiren Dans Öğretmeni Gülüm Pekcan, sağlıklı insanların engellilere yönelik zaman zaman gösterdiği tepkilere inat, meslek edindiği dansı engellilerle buluşturmanın çabasına girmiş. 14 yıldır engellilerle çalışan ve onları dans tiyatrosu için sahneye hazırlayan Pekcan, dayısının kendisine kazandırdığı sosyal duyarlılık ve toplumsal farkındalığı mesleğine yansıtarak engellilerle engelsizleri sahnede buluşturuyor.
Dansın herkese disiplini öğrettiğini ve rehabilitasyon sağladığını kaydeden Pekcan, engellilerin de bu faydayı kazanması için dansın önemine değindi. Engellilerin engelsizlerle ortak bir etkinliğin içinde yer alması için söz konusu grubu kurduğunu anlatan Pekcan, ''Engelsiz insanların engellilere yönelik önyargılarını, çekincelerini ortadan kaldırmak için bir araya geldik. Felsefemiz hep eşitlik oldu. Bu grupta da onu yansıtmaya, anlatmaya çalışıyoruz'' dedi.
Engellilerin sanatla sosyalleştiklerini, özgüvenlerinin arttığını dile getiren Pekcan, bale okullarının asansörsüz, 4 katlı bir binanın en üst katında olmasına rağmen engellilerin büyük bir keyifle haftanın 2 günü yoğun bir tempoda çalışmak için okula geldiklerini söyledi. Pekcan, koreografilerde engellerin de hareketler konusunda fikirlerini paylaştıklarını anlatarak, dansın engellilerin yaratıcılığına da geliştirdiğini belirtti.
Devinimler Yaşama Sevinci Dans Topluluğu ismi verdikleri ve 7 yıl önce kurulan grupta 4 engelsiz 6 da engellinin bulunduğunu belirten Pekcan, grupla yurtdışı ve yurt içinde turneye çıktıklarını anlattı. Pekcan, özellikle yurt dışında büyük bir takdir ve ilgiyle karşılandıklarını ifade etti.
Ankara'daki sanat faaliyetlerine yönelik ilgisizliği de eleştiren Pekcan, grubun İstanbul'da olması halinde pek çok firmanın sponsor olacağını, ancak Ankara'da kendilerine sponsor olacak firma bulamadıklarını dile getirdi.
-''SAHNEDE DEVLEŞEREK YÜKSELİYORUM''-
Doğuştan ortopedik ve nörolojik engelli olan 28 yaşındaki Ayşe Karaboğa 2 yıldır yer alıyor. Kas kuvvetsizliği bulunduğu için 5 yıl önce hayranlıkla izlediği dans gösterisine katılmakta çekindiğini anlatan Karaboğa, grupta yer almanın verdiği mutluluğu şu sözlerle ifade ediyor:
''Arkadaşlarımını da tavsiyesiyle bu gruba kafamda bir sürü çekinceyle katıldım ama bir şeyler yapabildiğimi, bedenimi tekerlekli sandalyede de olsa dans gibi bizim için inanılmaz olduğunu düşündüğüm bir etkinlikte kullanabilmekten çok mutluyum. Bir şeyler yapabildiğimizi görmek biz engelliler için çok önemli. Eğer bu grup sadece engellilerden oluşmuş olsaydı kendimi soyutlanmış hissedebilirdim ama engelsizlerle birlikte oynayınca kendimi onlar gibi engelsiz hissedebiliyorum.''
Kan uyuşmazlığı nedeniyle hem ortopedik hem de zihinsel engelli olan 23 yaşındaki İsmail Acay da asılda pek çok şeyi çabucak unutmasına rağmen, koreografileri unutmamakla bir mucizeye imza atıyor. 2 yıldır grupta dans eden Acay, gösteriye çıktıklarında sahnede kendisini dev gibi özel ve yükselmiş hissettiğini belirterek, kursa büyük bir keyifle geldiğini anlatıyor.
-PEKCAN'A MESLEK ÖDÜLÜ VERİLECEK-
29 Mayıs Pazar günü, ODTÜ Vişnelik tesislerinde gösteri sunacak Gülüm Pekcan ve ekibi izleyenlere önemli bir gece yaşatacak. Pekcan'a bu gecede, Bilkent Rotary Kulübü tarafından mesleği ile ülkesine hizmet eden, istikrarlı bir meslek hayatı sürdüren, projeler üreten, sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yaparak uzman olduğu alanda fayda sağlayan kişilere verilen 2011 Meslek Ödülünü verilecek.