http://www.youtube.com/watch?v=NkjxoovN2I4


Soner Arıca - Dokunmayın
Bitti ne yazık gitti
Yok sanki ruhumun kimsesi
Hayat bu böyle dediler
Ben de dinledim hikayeyi

Çıksın, sırasını savsın
Bu benim gönlümün sahnesi
Bırakın yansın
Belki budur tek çaresi

Hasarlı artık özüm
Susmuyor iki gözüm
Düşünce o aklıma
Efkarımla ben bugün
Ulaştık doruklara
Dokunmayın bana

Çok zor anlamak çok zor
Düş mü gerçek mi bu hangisi
Anlamadan ben bir anda
Sanki dünya tümden değişti

Çıksın içini döksün
Bu benim gönlümün sahnesi
Bırakın kalsın nasılsa
Anlar vakti iner kendisi

Söz: Soner Arıca
Müzik – Düzenleme: Sezgin Gezgin

Bir arabaya bu kadar eziyet yapılır mı ?

http://www.youtube.com/watch?v=fiQTs0Neo3U

Güzel bakıyorsun ama ….

Bazı pişmanlıkların izleri vardı gözlerinin kenarında, bir de bazı gülümsemelerin çizgileri yerleşmişti kalbinin kenarına, sezdim.

Hani yıllar öncesinden tanıyormuş gibiydim, yıllarca tanımadan bilmiş gibiydin. Tuhaf ama o kadar yakındın aslında, elimi uzatsam tutacaktın. Uzatsam tutar mıydın?

Her şey bizim düşlerimizden ibaret, ikimiz de biliyoruz. Ben aslında sen olmayan birini giydiriyorum üstüne hayalimde, sen oluyorsun. Sen olmayan sene yazıyorum bu satıları. Sen de muhtemelen ben olmayan ben üzerine düşler kuruyorsun bu vakitte, yanılıyorsun; ben daha çok…

Ben hep daha fazla yanıldım zaten, ben hep daha fazla sevdim, daha fazla güvendim çünkü başka türlü nasıl yaşanır, hiç bilemedim.O yüzden çok kazık yedim, o yüzden para kaybettim, ihanete uğradım, sırtımdan bıçaklandım ama hiç vazgeçmedim sevmekten, aşktan, güvenmekten ve hep yeniden denedim.

Güzel bakıyordun, gözlerinde bir tuhaf dinginlik vardı. Kendine kaçıyordun muhtemelen, başka kuytun yoktu, başkasına zararın da… Ama birilerine sorsam, herkes gibi, senin de ardından kötü söz söyleyecek birisi bulunur.

Gözlerimiz güzel bakmış olabilir veya güzel sevmeyi öğrenmişizdir bir yerlerde. O yüzden şimdi sessiz, dingin ve yalnız uyuyoruz belki bu saatte.

Şimdi benim seninle ilgili henüz olgunlaşmamış hayallerim var. Aslında seninle ilgili değil, benim hayallerim var zaten, bakıyorum şimdi sen o resmin içine sığar mısın diye?

Senin de bir yerde sakladığın son bir kurşunun varsa, onu fırlatırsın belki bana, kalp bu tutuşur an gelir, bakarsın oluruz. Ama benim ömrüm uzundur aşktan yana, ancak uzun yollarda koşacak gücün varsa yan yana dururuz.

Biraz tanıdık geldi kalbin dün gece bana. Hani bir yerlerden aşinaydım acılarına, o yüzden kalp çekmiştir, üstüne alınma. Bir de öyle güzel baktın ya, o yüzden yazıyorum bu cümleleri sana…

Candan Ünal

Dostlar özlenmek içindir.
Özlenmektesiniz...

Başlangıçları biliyorum da bitirmeleri beceremedim bir türlü.Tıpkı sonunu başkalarının belirlemesi gereken hikayeler gibiydi sevmelerim hep başladı ama bir türlü bitmek bilmedi.
Hiç elveda diyemedim mesela hep merak etmişimdir aslında etkisi nasıldır ne hisseder insan elveda dediğinde,karşındakinin yüz ifadesi nasıldır. Evet hep merak ettim ama hiç beceremedim kuru bir hoşçakal demeyi bile unuttuğum olmuştur.
Belkide sırf bu yüzden hiç küsmedim hayata belkide hep yeni başlangıçları bitmeyecek diye çok sevdim.Bir gün elveda dediğimde bu büyü bozulacak gibi geliyor ve bir daha kimseyi sevmeme hastalığına yakalanmaktan korkuyorum.
Korkunun o kadar da kötü birşey olduğunu düşünmüyorum çünkü korkular insanın daha az hata yapmasını sağlayabiliyor tabi birde ters tarafı var fazla korku hatada yaptırabilir.
Neyse konumuz bu değildi elvedalar olmasaydı hayatınızda yeni başlangıçlar daha kolay olabiliyor aslında.
Çünkü her elveda yeni bir merhaba değilde yeni bir elvedanın başlangıcı gibi gelir insana...

Anlayamadığım birçok şey arasında listenin başlarında sen varsın. Hoş zaten en çok şikayet ettiğin yönümde bu sanırım. Bunun için bir çözüm bulmayı denemiyorum çünkü denemenin başarısız olacağını biliyorum . Farkına varman gereken temel konu bu bence; benim anlama kabiliyetim zaten yok. Yapabileceğimden fazlasını beklemen abesle iştigaldir. Eğer öyle bir yeteneğim olsaydı, zaten liseyi zar zor bitirmezdim. Bakma sen yıllar sonra sınava girip açık öğretim fakültesine kapak atmış olmama zaten oraya giremeyeni dövüyorlar. Gelelim bu aşk meşk mevzularına; oldum olası uç noktalarda yaşamayı sevdim ben bilirsin hiç orta noktayı bulmayı başaramadım. Hayat felsefesi ya hep ya hiç. Ha sen bu huyumdan da nefret edersin değil mi? Birde geçen gün çiçek almıştım ya hani montun içerisine sokmuştum sende sürpriz yapmak için oraya koyduğumu düşünmüştün. İşin aslı öyle değil ; yolda elimde çiçekle yürürken teyzenin biri ; evladım çiçek değil de odun taşıyorsun diye fırça attı bana birde üstüne gülmez mi , bende başka kimse görmesin diye montun içine sokmuştum bütün mesele bu.
Mesela birde şu çorap meselesi var hani yaklaşık otuz yedi dakika boyunca sürekli söylendiğin konu ; ona da açıklık getireyim. Çoraplarımın halıya bir zararı olabileceğini hiç düşünmemiştim gerçi halıya yine bir zararı olmadı ama televizyonda ki maçın ilk yarısını spikeri değil de seni dinleyerek geçirmeme sebep oldu.
Yazdıkça yazasım geliyor sana neden diye soracaksın; konuşup anlaşmayı unutalı o kadar çok oldu ki belki yazarak daha rahat çözüm bulacağıma inanmaya başladım. Ama benim fikirlerim genelde saçma ve boş olduğu için sen buna da dikkat etme gereği duymayacaksın. Evet hayatta çok başarısızlıklar yaşamış olabilirim ama denemekten asla vazgeçmeyeceğim.

O kadar çok içmiştim ki seni
Başım dönüyor ayakta duramıyordum
Zil zurna sarhoştum
Midem bir tuhaf ağız dolusu kusuyordum
Bünyeme iyi gelmiyordun
Kötü çarpıyordun beni…
Aşk bu
Altı üstü üç harf
Ama şişede durduğu gibi durmuyordu işte
İlk kadehi alınca sonrası tatlı geliyordu
İç içebildiğin kadar
Saçmalamaya başlamıştım
Yine fazla kaçırmıştım seni
Ayılmama bir parça ayrılık yeterdi
Aklıma gelen en yaratıcı fikirdi
Şimdi mi?
Sorma
Bir park köşesinde
İçki parası aramakla meşgulüm...