| Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
| Kimler Çevrimiçi |
Toplam: 315 kullanıcı aktif » 0 Kayıtlı » 310 Ziyaretçi Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex
|
| Son Aktiviteler |
Batılı, Hurafeyi Atalarım...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-24-2025, Saat: 10:36 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 12
|
Allah’a Şirk Koşarak Yaşa...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-21-2025, Saat: 09:37 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
|
Rabbinden Sana Vahyedilen...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-20-2025, Saat: 04:17 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 20
|
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-18-2025, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
|
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
|
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
|
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33
|
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
|
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,340
|
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33
|
|
|
| Edebiyatta Tanımlar - Türler - Kavramlar |
|
Yazar: MaSaL - 04-25-2011, Saat: 11:15 AM - Forum: Edebiyat
- Yorum Yok
|
 |
ŞİİR
DESTAN
TÜRK EDEBİYATINDA DESTAN
AÄžIT
MESNEVİ
ELEJİ
NESİR (Düz yazı)
ROMAN TÜRLERİ
TÜRK EDEBİYATINDA ROMAN
ÖYKÜ
TÜRK EDEBİYATINDA ÖYKÜ
MASAL
TİYATRO
BİYOGRAFİ
MİZAH
[b]TANIM
Okuyanlara estetik (sanatsal) bir doyum sağlamak amacıyla yazılmış, ya da böyle bir amacı olmasa bile biçimsel ve içeriksel özellikleriyle bu düzeye ulaşabilen bütün yazılı eserlere edebiyat denir. Edebiyat bir anlatım biçimidir. Düşünce ve duyguları güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatı olarak da tanımlanabilir. Herhangi bir metnin edebiyat eseri sayılabilmesi için sanatsal değerler taşıması gerekir.
TÜRLER
Edebiyat türlerini önce ikiye ayırmak mümkün. Birincisi nazım, ikincisi nesir. Nazım belli bir ölçü ve kalıp esas alınarak üretilmiş edebi ürünlerdir. Ya da kısaca bütün şiir ve şiirler metinlerdir. Hece vezni gibi belli bir kalıp ve ölçü kaygısı güdülerek yazılır. Nesir ise serbest, ölçüsüz düz yazıdır. Nazım genel oarak bütün şiir türlerini kapsar. Nesir ise edebiyatın şiir dışındaki tüm biçimlerini. Roman, öykü, tiyatro, deneme gibi.
ŞİİR
Dilin anlam, ses ve ritim ögelerini belli düzen içinde kullanarak bir olayı, ya da bir duygusal ve düşünsel deneyimi yoğunlaşmış ve sıradanlıktan uzaklaşmış bir biçimde ifade etme sanatıdır.
Lirik şiir
Edebi türlerin en sanatsal, en katışıksız, en yoğun olanı lirik şiirdir. Estetik haz vermenin dışında hiçbir amaç taşımaz. Lirik şiiri destan, eleji, ağıt, mesnevi, dramatik şiir ve felsefi şiir izler.
DESTAN
Kahramanlarının olağanüstü eylemlerini coşkulu, törensel bir üslupla anlatan ve genellikle birkaç bölümden oluşan manzum yapıtlardır. Bilinen en eski edebiyat türlerinden biridir. Yunanca "espos" sözcüğünden gelmektedir. Mitoloji, efsane, folklor ve tarihi öğeler içerir. Destanlar ve destansı öyküler ilkçağlardan beri dünyanın her yerinde gelenekleri sonraki kuşaklara aktarmak için kollektif olarak yaratılmış edebi biçimlerdir.
Destanların ortak özellikleri:
Hepsinde yarı tanrısal nitelikler taşıyan bir ya da birçok kahramandan söz edilir. Destan bu kahramanın eylemleri üzerine kurulmuştur. Olaylar çok geniş bir kozmik coğrafya üzerinde geçer. Bir destanın dünyası ortaya çıktığı zaman içinde düşünebilecek her şeyi barındıran bütünsel, çok yönlü bir dünyadır. Hemen bütün destanlarda uzun yolculuklar anlatılır. Çoğu destanda olaylara doğaüstü yaratıklar da katılır. Kişiler, olaylar, doğal varlıklar hep gerçek yaşamdaki boyutlarından daha büyük, daha zengindir. Özellikle sözlü destanlarda uzun anlatı, betimleme (tanımlama) ve konuşma bölümleri bulunur. Öykü içinde öyküye yer verilir.Törensel söyleyişler ve kamusal duyarlılık hakimdir. Destanlar temel olarak iki gruba ayrılır.
Sözlü destanlar
Yazının henüz bulunmadığı ve yaygınlaşmadığı bir kültürde doğan ve kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarıldıktan sonra yazıya geçirilen destanlardır. Ozan ve şarkıcıların değişik zamanlarda söylediği şarkı ve şiirlerin bütünleşmesi ve işlenmesiyle oluşturulurlar. Örnekler:
Gılgameş: MÖ 3000 yıllarında Mezopotamya’da ortaya çıkmıştır. Bilinen en eski destandır. Babil ve Akad toplumlarınca da benimsenmiştir. Ama bugüne kalan en eksiksiz biçimi Sümer toplumunda ortaya çıkmıştır. Zalim Uruk kralı Gılgameş’in ölümsüzlük arayışını anlatır. Gılgameş ve arkadaşı Enkidu ile birlikte uzun arayışlardan sonra ölümsüzlük otunu bulur, ama bir yılana kaptırır.
Ilyada ve Odysseia: MÖ 11-12’nci yüzyıllarda geçtiği sanılmaktadır. Homeros destanları olarak bilinirler. Yunan Yarımadası’ndaki Akhalar’ın, Anadolu’daki İon krallıklarına saldırısı ve Akha kral ve prenslerinin daha sonraki serüvenleri anlatılır. Özellikle Odysseia, Yunan Tragedyası ve Batı edebiyatının önemli bir kaynağıdır.
Diğerleri: Eski İngilizce halk destanı Beowulf, Eski Almanca Heldenlieder (kahramanlık türküleri), Almanca Nibelungenlied , Kudrunlied, Fransa'da Chanson de Geste (kahramanlık şarkısı), Chanson de Roland (Frank kralı Charlemagne’ın savaşlarını anlatır), İspanya’da El Cantar de Mio Cid, Hindistan'da Mahabharata, Ramayana, Japonya’da Heike Monogatari.
Edebi destanlar
Belirli bir yazar tarafından eski örneklere uygun olarak ve okunmak üzere kaleme alınmış destanlardır.
Örnekler:
Vergilius’un Aeneis’i: MÖ 29-19’uncu yüzyılları kapsar. Troyalı Aeneias’in uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Latin ülkesine gelerek Lavinium kentini kurması anlatılır. Lavinium sonradan Alba Langa ve Roma kentlerinin yerine kurulan ilk kenttir.
Milton’un Paradise Lost’u: İnsanın cennetten kovuluşu ve tanrının şeytanla mücadelesini anlatır.
Dante’nin La Divina Commedia’sı (İlahi Komedya): MS 1310-1321, Ariosto’nun Orlando Furioso’su (Çılgın Orlando) 1532, Camoes’in Os Lusidas’ı 1572.[/b]
|
|
|
| Hazır gıdalara dikkat |
|
Yazar: history - 04-25-2011, Saat: 11:14 AM - Forum: Güncel Haberler
- Yorum Yok
|
 |
Hazır gıdalara dikkat!
Bebek maması, ekmek, kahve ve patates cipsi gibi gıdalarda bağırsak, mesane, böbrek kanseri ve iktidarsızlığa yol açan kimyasal maddeler bulundu.
Güncelleme:24 Nisan 2011 13:09
Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yapılan gıda araştırmasında, işlenmiş ve hazır gıdalarda kansere neden olan kimyasal maddeler bulundu. Bağırsak, mesane ve böbrek kanserinin yanısıra iktidarsızlığa sebebiyet veren akrilamid maddesine, bebek maması, ekmek, kahve ve patates cipsi gibi gıdalarda rastlandığı açıklandı.
Vatan'ın haberine göre, 23 ülkede satılan 22 farklı gıdayı inceleyen bilim adamları 2007 ile 2009 arasında kullanılan kimyasal maddelerde azalma olmadığını belirtirken “Tüketici, mümkün olduğu kadar taze ürünler satın almalı” açıklamasında bulundu. Akrilamid maddesinin gıdaya nasıl ulaştığını henüz tespit edemediklerini söyleyen Avrupalı bilim adamları, pişirme ve kimyasal süreç sırasında kimyasalların gıdaya nüfuz etmiş olma ihtimali üzerinde duruyor.
Raporda üreticilere, kullanılan kimyasal oranında sınırlama getirilmesi istenirken, raporun yayınlanmasının ardından Dünya Sağlık Örgütü, “Şu an elimizde hangi gıdaların zararlı olduğunu açıklayacak kadar veri yok” açıklamasında bulundu. Raporda, işlenmiş ve yağlı gıdaların tüketiminin azaltılması istendi.
|
|
|
| Düşünce Yazıları -Düşünce Yazısı Nedir ? |
|
Yazar: MaSaL - 04-25-2011, Saat: 11:14 AM - Forum: Edebiyat
- Yorum Yok
|
 |
[SIZE=4]DÜŞÜNCE YAZILARI
Makale
Fıkra
Sohbet
Deneme
Eleştiri
Makale
Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koymak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak amacıyla kaleme alınan ve temel ögesi fikir olan yazılara makale denir.
Makaleler, gazetelerde veya dergilerde yayınlanır. Gazete makaleleri çoğunlukla günlük olaylarla ilgili olur ve gazetenin siyasî anlayışını da yansıtır. Gazetenin ilk sayfasında yayınlanan baş makalede (veya baş yazı) baş muharrir (veya baş yazar), aktüel konuyla ilgili olarak ortaya attığı fikrini okuyucularına ispatlamaya çalışır, onların da kendisi gibi düşünmesini amaçlar.
Dergilerde yayınlanan bilimsel makalelerin aktüel olma şartı yoktur. Bilim adamlarının kendi alanlarıyla ilgili olarak yaptıkları araştırmalar ve bu araştırmalardan elde ettikleri sonuçlar bilimsel bir üslûpla yazılır. Makaleler; bilim, fen, spor, politika, ekonomi, kültür, sanat gibi çeşitli konularda yazıldığı için her makalenin edebî özellik göstermesi beklenmez. Önemli olan ortaya atılan fikrin ispatıdır.
Bilimsel makalelerin yayınladığı hakemli dergiler, dergiye gönderilecek makaleler için yayın ilkeleri ve bazı standartlar belirleyebilirler.
Fıkra
Bir yazarın herhangi bir konu hakkındaki kişisel görüş, anlayış ve düşüncelerini kanıtlama gereği duymadan hoş bir üslûpla yazdığı, kısa fikir yazılarına fıkra denir.
Gazete fıkrası (edebî fıkra) ve mizahî fıkra olmak üzere iki çeşit fıkra vardır. Gazete fıkraları, genellikle gazetenin belli bir köşesinde yazarı için ayrılan yerde bir köşe başlığı altında yayınlanır. Gazete fıkralarında seçilen konu, çoğunluğu ilgilendirmeli ve aktüel olmalıdır. Sürekli olarak aynı konuları işleyen bir yazı okuyucuyu sıkar.
Fıkra yazarı tarafsız olmalı, herkesin anlayabileceği açık bir üslûpla az ve öz yazmalı, yazısını etkili bir sonuçla bitirmelidir. Fıkra yazarları bu niteliklerde iyi bir fıkra yazabilmek için bol bol fıkra okurlar, yurt ve dünya basınını yakından takip ederler; politika, kültür, sanat, ekonomi, turizm gibi etkinlikleri yakından izlerler, kendilerini sürekli olarak geliştirirler.
Mizahî fıkralar ise kendi içlerinde Nasrettin Hoca Fıkraları, BektaşÃ® fıkraları, Kayserili fıkraları, Karadenizli fıkraları, doktor fıkraları gibi başlıklarda gruplandırılabilir. Bu tür fıkraların bir kısmında güldürürken düşündürme ön plâna çıkar.
Sohbet
Bir yazarın, kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden, muhatabıyla konuşuyormuş hissini verecek bir üslûpla makale plânında yazdığı fikir yazısına sohbet (söyleşi) denir.
Sohbet, makaleden üslûp yönüyle ayrılır. Çoğunlukla, günlük konuların işlendiği sohbet yazılarında senli benli bir anlatım yolu seçilir, hatıralardan, halk fıkralarından, nüktelerden, özlü sözlerden yararlanılır.
Deneme
Bir yazarın kendi isteğine göre seçtiği herhangi bir konuda kesin yargılara varmadan, kişisel düşüncelerini kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi bir üslûpla kaleme aldığı yazılara deneme denir.
Deneme yazarı okuyucuyu hesaba katmaz. Konusunu dilediği şekilde seçer, dilediği tarzda işler. Diğer fikir yazılarından farklı olarak denemelerde aşk, dostluk, iyilik, güzellik, ahlâk, sevinç, kültür, yiğitlik gibi daha çok soyut konuların işlendiği görülür. Deneme, tek bir yazı olabildiği gibi bir çok konuları işleyen yazıların bir araya toplandığı bir kitap biçiminde de olabilir.
Eleştiri
Eleştiri, bir sanat veya düşünce eserinin (şiirin, tiyatronun, hikâyenin, romanın, resmin, heykelin, filmin...) zayıf ve güçlü yönleri göz önünde bulundurularak gerçek değerini belirleme amacıyla yapılan inceleme sonucunun anlatıldığı yazıdır. Eleştiriye konu olan eser yalın bir dille tanıtılır.
Eleştirmen eserin gerçek değerini, güçlü ve zayıf yönlerini, özünü ve önemini belirtir; yeni eserler için sanatçılara kılavuzluk eder. Hem sanatçıya hem de okuyucuya karşı sorumluluğu olan eleştirmen, aynı zamanda okuyucu (veya izleyici) ile sanatçıyı birbirine yaklaştırır. Bir şiirin eleştirisini yapan kişi şair olmayabilir, ama bu türün bütün özelliklerini çok iyi bilmeli, başka örneklerle karşılaştırarak şiirin gerçek değerini taraf tutmadan, peşin hükümlerde bulunmadan belirleyebilmelidir.
Eleştirmen hangi sanat eserini eleştirecekse o sanat dalının gerektirdiği birikime sahip olmalıdır. Bu birikim; o alana ait geniş bilgiye ve kültüre sahip olmakla, dünün ve bugünün sanat meselelerini çok iyi bilmekle, başka milletlerin de önemli sanat eserlerini ve sanatçılarını etraflıca tanımakla sağlanabilir. Bu yüzden, eleştiri yazmak kolay bir iş değildir.
“Edebî eserlerin okuyucu üzerinde bıraktığı tesirlerden, intibalardan yola çıkılarak yapılan tenkitlere izlenimci (empresyonist) tenkit; edebî eserle*rin muhteva, yapı ve üslûpları üzerinde tarafsız olarak yapılan tenkitlere de ilmî (bilimsel) tenkit denir.”[/SIZE]
|
|
|
| Aşkın espirisi |
|
Yazar: MaSaL - 04-25-2011, Saat: 11:05 AM - Forum: Komik Yazılar
- Yorumlar (4)
|
 |
♥ ilk goruste aski anliyorumda omur boyu birinin suratina bakaniki kisi arasinda ask bir mucizeden baska birsey degil !!! Bill Cosby
♥ Ask karsindakini bulunmaz Hint kumasi sanmanla sersemin teki oldugunu anlaman arasinda gecen zamandir.
♥ Arabanin onundeki cocuklar kazalara arabanin arkadasindaki kazalarda cocuklara neden olur.
♥ Ben ona baktim o bana bakti simdi dort cocuga bakiyoruz.
♥ Dokuz kere sev onuncu olayim Gercekten sev sonuncu olayim.
♥ Erkekler belediye otobusu gibidir. Birini kacirirsan bes dakika sonra oburu gelir.
♥ Ona kalbimi verdim saklasin diye salak buzdolabina koymus bozulmasin diye.
♥ Birakip gittin beni... Seni unuttum sanma zaman alismayi ogretti belki ama unutmayi asla...
♥ Savasma sevis sevisirken zaten savasiyorsun.
♥ Dusen bir yaprak gorursen Beni hatirla sevgilim Biliyorsun seni ben Sonbaharda sevmistim. Imza: Copcu Riza
♥ Askim seni seviyorum! Ama parayi daha cok... Lakin paranin ne onemi var muhim olan miktari!
♥ Sen sen ol kapi onunde ask yapma! Askin gozu kordur ama konsununki asla!
♥ Erkekler neden evlenemiyecekleri kaninin pesinden kosarlar? Kopeklerin kullanamayacaklari otomobillerin pesinden kosmalari gibi.
♥ Sana sarilmayi o kadar cok seviyorum ki. Cunku o sirada yuzune bakmam gerekmiyor.
♥ Sen likor gibi tatli tekila gibi carpici viski gibi asil konyak gibi sicak sampanya gibi ozel sarap gibi tutkulu malibu gibi egzotik kokteyl gibi muhtesemsin.
♥ Bir kopek ile bir erkek arasinda ne fark vardir? Kopek sadece haliyi kirletip mahfeder erkek ise tum yasamini mahfeder.
♥ Vefasiz sevgilim alzheimer hastasi bile senin kadar cabuk unutmaz pes...
♥ Kalbimde yasiyorsun ama kirani vermiyorsun. Not: Ev sahibi en kisa zamanda onunla evlenmezsen seni kapi disari edecekmis
|
|
|
| Masala çayı.... |
|
Yazar: history - 04-25-2011, Saat: 10:53 AM - Forum: Yemek Tarifleri
- Yorum Yok
|
 |
Masala Çayı
Hintlilerin Masala çayı, Yogi çayı olarak da biliniyor. Masala, baharat karışımı anlamına geliyor.
Malzemeler (1 kişilik çay için)
2 adet kakule
2 adet karanfil
1/2 çay kaşığı toz tarçın
1/2 çay kaşığı toz zencefil
1/2 çay kaşığı rendelenmiş muskat
3/4 bardak süt
Demlenmiş çay
1 tatlı kaşığı bal
Yapılışı
Kakulenin çekirdeklerini çıkarın. Yalnız sadece siyah çekirdekli olanlarını kullanın, kurumuş kahve çekirdekleri kullanmayın. Havanda çekirdekleri iyice dövün. Muskatı rendeleyin. 3/4 bardak sütün içine tüm baharatları karıştırıp kaynamaya koyun. Diğer yanda çay demleyin. Çayın demli olması gerekiyor. İsterseniz daha aromalı olması için bergamutlu çay da kullanabilirsiniz. Baharatlı süt karışımımız kaynamaya başladığında içine yarım bardaktan biraz az çay ilave ederek kaynatmaya devam edin. Birkaç dakika kaynattıktan sonra ocaktan alın. İnce bir süzgeçten geçirin, içerisine bal karıştırıp fazla soğutmadan sıcak sıcak için.
NOT: Baharat, çay, süt ve bal oranlarında ağız tadınıza göre dilediğiniz değişiklikleri yapabilirsiniz.
|
|
|
|