:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi
Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 16,696
» Son Üye: Klassohbet
» Toplam Konular: 98,546
» Toplam Yorumlar: 1,065,526

Detaylı İstatistikler

Kimler Çevrimiçi
Toplam: 313 kullanıcı aktif
» 0 Kayıtlı
» 308 Ziyaretçi
Applebot, Baidu, Bing, GoogleBot, Yandex

Son Aktiviteler
Batılı, Hurafeyi Atalarım...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-24-2025, Saat: 10:36 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 12
Allah’a Şirk Koşarak Yaşa...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-21-2025, Saat: 09:37 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 27
Rabbinden Sana Vahyedilen...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-20-2025, Saat: 04:17 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 20
Araf Suresi 157. Ayet. On...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-18-2025, Saat: 12:06 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
İnancını Bu Dünyada Sorgu...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-16-2025, Saat: 03:19 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 29
Bizler İnatla, Atalarımız...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-15-2025, Saat: 05:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 25
Atatürk'ün Çocukluk Anıla...
Forum: Hayatı ve Anıları
Son Yorum: Serdar102
11-15-2025, Saat: 02:39 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33
Ali İmran 78 -79. Ayetler...
Forum: İslam
Son Yorum: halukgta
11-14-2025, Saat: 03:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 26
Günün Şiiri
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 10:13 AM
» Yorumlar: 9
» Okunma: 2,340
Adı Bende Saklı Sevgili.
Forum: Şiirler
Son Yorum: by-göçmenoğlu
11-14-2025, Saat: 09:41 AM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 33

 
  Kadınların İlk Aşkı Babaları
Yazar: MaSaL - 04-25-2011, Saat: 04:19 PM - Forum: Kadın Özel Diğer - Yorumlar (4)

Neden kadınlar babalarına benzer erkeklere aşık olurlar? İşte kadınlara dair ilginç soruların yanıtlandığı Prof. David Perrett'in kitabında bu konulara açıklık getiriliyor.

Kadınların babalarına benzer erkekleri seçmeleri aslında çok yeni bir durum değil. Hatta erkeklerin çoğu da kendilerine annelerine benzer kadınları eş olarak seçer. Çocukken aile büyüklerimizden etkilenmemiz ve bilinçaltımızda yer etmeleri oldukça normal. Ancak anılarımızdaki karakter aşk hayatımıza da yansıyabilir. 300 erkek ve 400 kadına yöneltilen sorularda hayallerinden sevgiliyi ya da eşi tanımlamaları istendi.

Erkek ve kadınların babasına ya da annesine benzer özellikler taşıyan sevgililer hayal ettikleri görüldü. Örneğin bir erkeğin annesi sarışın ve mavi gözlüyse, hayalindeki kadın da aynı özellikleri taşıyordu.

Eğer kadının babası esmer ve koyu renkli gözlüyse hayalindeki erkek de aynı özellikleri taşıyordu.Sadece fiziksel anlamda değil, sevgilinin baba ya da anneyle aynı yaştaki fotoğraflarında inanılmaz benzerlik olduğu gözlendi. Angelina'nın eşi Brad Pitt'de babası Jon Voight'a benzerliğiyle dikkat çekiyor.



Kime göre güzel?

Cevap aranan diğer konuda 'güzel kadın'ın diğerlerine göre nasıl daha çekici göründüğüydü. Araştırmaya göre testeron hormonu sebebiyle erkekler küçük burun, dolgun dudaklı, belirgin yanaklı ve yumuşak ve pürüzsüz görünen kadınları güzel buluyor. Aynı şekilde kadınlarda osterojen hormonu sebebiyle dolgun dudaklı, kemikli yüzlü, keskin bakışlı, minik burunlu erkekleri beğeniyor. En güzel bulunan kadın ve erkekler çocukluklarından itibaren çok fazla değişmeyen kişiler oluyor. Scarlett Johnson tüm erkekler tarafından çok güzel bulunuyor.

Makyaj yapan kadınlar yapmayanlara göre erkeklere göre daha güzel. Ayrıca, doğal kırmızı dudaklara, pembe yanaklara ve pürüzsüz cilde sahip kadınlar, makyajlı kadınlardan daha güzel bulunuyor.

Daha çekici nasıl olunur?

İnsanların karşı cinsi çekici bulmaları ne kadar zamandır tanımalarına göre değişiyor. Örneğin uzun zamandır okul arkadaşı olanlara arkadaşları gösterildiğinde herkes arkadaşını daha çekici buluyor. Ancak aynı kişiler yabancılara gösterildiğinde çekicilik sonuçları oldukça değişiyor.

Aynı şekilde takım çalışması sonrası yapılan çekicilik testinde kadınlar, "düzgün konuşan, eğlenceli, zeki, yardımsever ve güçlü" tanımlamalarına göre çekiciliği belirliyor. Aynı çalışmada erkekler ise, ilk olarak görünüşü dikkate alıyor ve sonrasında "kibar, yardımsever, eğlenceli, zeki ve iyi niyetli" kadınları daha çekici buluyor.

Bu konuyu yazdır

  Bir Kadından FauL Erkekler Tarifi (komik)
Yazar: MaSaL - 04-25-2011, Saat: 04:18 PM - Forum: Kadın Özel Diğer - Yorumlar (7)

[INDENT] Aslında ne tür erkek olunmaması konusunda bir kadının yazdığı bir yazı. Erkeğim ama söylediğinin birçok kısmına katılıyorum. Özellikle "slip don" tarifi yapan bu bayanın yazdığı satırlarda kahkahamı tutamadım.
Buyrun o güzel ve komik yazı.....



Her ne kadar erkekler bu halimizden nefret etse de erkeği erkek yapan kadındır. Erkekler de bunun farkında!



Yazarlar_300x250_3299.png


Biz kadınlar detayları görmek için yaratılmışız. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar incelemek, üzerine yorum yapmak, bildiğimiz/gördüğümüz her şeyi paylaşmak için var olmuşuz. Erkekler bu huyumuzdan nefret etse de bizi biz yapan özelliklerden birisidir detaycılık...

Eğer kadın detaycı olmasaydı, dünyanın halini hadi dünyayı geçtim evlerin halini bir düşünsenize? Ütüsüz pantolonlar, yamuk kravatlar, kolasız gömlekler, yıkanmamış çamaşırlar, sümüklü çocuklar, düzensiz bir yaşam, yemeksiz sofralar...

İşte her ne kadar erkekler bu halimizden nefret etse de erkeği erkek yapan kadındır. Erkekler de bunun farkında! Mesela bir erkek hoşlandığı kadınla buluşacak; ilk randevu. Tanrım, bir hazırlıktır sorma gitsin, ne giysem, saçımı sağa mı atsam sola mı tarasam, sakal tıraşı olayım paniği, sahneye çıkarcasına paçalara kadar sıkılan parfümler! İlişki rayına oturdu zaman da sal kendini gitsin… İşte kadın, detaycılığını bu trajikomik sayılacak zamanlarda ortaya koyar. Sami dişlerini fırçaladın mı bugün? Cık... Sami, banyo yapsana göbeğini kaşıyacağına! Cık... Sami, bir berbere gitsen artık yelelerin rüzgârda savruluyor! Cık... Sonra bu Sami gece sırnaşır, kadın da başım ağrıyor dediğinde; suçlu olur!

Bir de bu kadar hazırlık yapsa da bazı detayları atlayan erkekler vardır. Düşünsenize dişlerini fırçalamayan ya da dişçi fobisi olduğu için iki asırdır doktora gitmeyen bir adamla öpüştüğünüzü! Kaç, meydanı terk et! Cadı Sila’nın amcaoğlu tescilini alacak kadar uzun ve bakımsız tırnaklara sahip bir adam, aman Tanrım...

Ya ayakları kokan erkekler, onları nasıl ıslah edeceğiz? Ucuz parfüm kullananlar var bir de; oda spreyi tadında keskin bir koku yayıp mekândaki herkesi bayıltabilen türden...
Düşünsenize size sarılmak için yaklaşıyor; bir adım, iki adım, üç adım güm yerdesiniz. Ambulansın gelmesi an meselesi!

A en önemli detay tabii ki de; slip don giyen erkekler! Onlar ölmediler, hala aramızda yaşıyorlar! Hatta ben onların bir örgüt kurduklarını düşünüyorum. Ayda bir buluşup slip donlarını ellerinde sallayarak halay çekiyorlar, deşarj olup aramıza geri dönüyorlar. Kör olasıca dışarıdan anlayabileceğimiz bir detay değil ki, gördün slip donu kaç hadi bakalım! Nereye kaçacaksın? Ocakta yemeğim var deyip gidebileceğin bir an değil ki!

Bir de ilginç yemek yeme stillerine sahip erkekler vardır. Ağzını şapırdata şapırdata tabağındaki her şeyi silip süpürür. Sonra da size gülümser, bir bakarsınız maydanoz kardeş şapırdatıdan kendinden geçmiş ve sindirim sistemine girememiş. Ya ince bir ses tonuyla kesik kesik gülen erkekler! Rezilliğin son perdesi, bütün gece espri yapmamak için kastığınız anlar boşa gider, o adam illa ki gülecek bir sebep bulur. Bugüne kadar kimse ona çok kötü bir gülüşü olduğunu söyleyememiştir, çünkü ilk taksiyle olay mahallini terk ediyordur. İhalenin sizde kaldığını düşünseniz de sakın uyarmayın, suçlu siz olursunuz.

Altı kaval üstü şeşhane giyinenleri ne yapmalı? Kahverengi pantolon üzerine, kırmızı gömlek. Ayrılmaz ikili; beyaz çorap ve siyah ayakkabı... Vazoya zorla sığdırılmış çiçek demeti gibi kotun üstünden fırlayan göbek ve gömlek kombini... Bunlara kim dur diyecek? Nerede bu devlet!

Metroseksüellik çıktı çıkalı fondöten süren, rimelle kirpiklerini belirginleştiren, sürme çeken adamlar türedi. Tamam, bir erkek bakımlı olmalı da bu kadarı da abartı değil mi? Nasıl yani, ben mi yanlış düşünüyorum, bilemedim. Fondöten süren bir adam istemem hayatımda yahu! Ben kullanmıyorum, ona ne oluyor!

Evet, erkek bakımlı olmalıdır. Temiz tırnakları, beyaz dişleri, hoş bir parfümü, uyumlu bir giyimi ve tok bir gülüşe sahip olmalıdır. Ama daha ötesini bünye kabul etmiyor! Bunlar ilk anda aklıma gelen detaylar...
[/INDENT]

Bu konuyu yazdır

  Erkekler Kime Kadınım Der?
Yazar: MaSaL - 04-25-2011, Saat: 04:16 PM - Forum: Genel - Yorumlar (5)

[INDENT]

Bir erkeğin hayatına kim bilir kaç kadın girer ve çıkar? Hangisine sevgilim, hangisine kadınım diye hitap eder acaba?

İkisinin arasında ne fark var diyeceksiniz. Çok fark var. Bir erkeğin hayatına giren kadınların hepsi sevgilidir. Ama bir tanesi vardır ki ona sadece “kadınım” diye hitap eder.

Sevgilim dediği, günlerini gün ettiği, hoş vakit geçirdiği, bazen boşluğunu dolduran, bazen hüzününü dağıtan, bazen onu eğlendiren, bazen onu dertlerinden uzaklaştıran ya da boş zamanlarını doldurandır. Hatta onunla evlenebilir bile. Çocukları bile olur. O artık çocuklarının annesidir. Bir insan olarak onu sever. Ona zarar gelmesini istemez. Bir zaman sevgilim dediği şimdi resmi olarak karısıdır.

Bir erkek “kadınım” diye hitap ettiği zaman ona yüklediği anlam bambaşkadır. Onun içinde şevkat, sevgi, aşk, sahiplenme, kıskançlık, onunla gurur duyma, koruma hissi ve kimseyle paylaşamama vardır. Artık dünyaya neden geldiğini biliyordur. Hayatının anlamı vardır artık. Aradığı sadece o’dur. Onu bulmak ve onunla yaşamak için doğmuştur. Onun olmadığı bir yaşam düşünemez. Çok emindir, tanrı onu sadece kendi için yaratmıştır. Dünyada bir tek o ve kendisi vardır. Onun için canını verebilir. Bu aşktan da öte bir şeydir. Bu bir tutkudur. Bu mantığın bittiği yerde başlayan bir duygudur. Bu kadınım dediği kişinin resmi nikahlı karısı olması şart değildir. Ama zaman zaman karım diye bile hitap eder.

Bu duyguların en güzel örneğini ünlü şair Bedri Rahmi Eyüboğlu yaşamıştır. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Hanım’la evlidir. Ancak Mari Gerekmezyan’a aşık olmuştur. Mari, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun asistanlik yaptığı Güzel Sanatlar Akademisi’nin heykel bölümüne misafir ögrenci olarak gelmistir.

1949′da bir gün İstanbul Büyük Kulüp’teki bir toplantıda davetliler, Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir şiir okumasını isterler. Eyüboğlu ayağa kalkar ve Karadut’u okumaya başlar:

“Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan
Yoluna bir can koyduğum
Gökte ararken yerde bulduğum
Karadutum, çatal karam, çingenem
Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın.”


Bedri Rahmi, şiiri okurken aniden gözlerinden yaşlar süzülür. Salondaki herkes niye ağladığını anlamıştır. Çünkü aşklarını bütün İstanbul bilmektedir. O anda yanında oturan Eren Eyüboğlu da anlamıştır. Çünkü şiirde “kadınım, kısrağım, karımsın” dediği kadın kendisi değildir.

Görüldüğü gibi erkekler sadece nikahlı karılarına kadınım ve karım kelimelerini kullanmıyorlar. Bu bambaşka bir duygu. Bunun adı aşk. Doğa üstü bir duygu. İnsanın vücut kimyasını değiştiren, ruhunda volkanların patlamasına neden olan bir duygu. Onu bulduktan sonra kaybetmek ise çok acı verir.

Bunu en iyi Ercan Saatçi’nin yazdığı ‘Yastayım’ adlı şarkı sözü anlatıyor:

Yoksun yine varlığım sürünüyor
Sensizliğim bilinmiyor
Sen gittin gideli ellerim hep titriyor
Kalbim bu acıyı saklıyor
Yıllar sonra bile hiç kimseye söylemedim
Bu sevdayı kalbime gömdüm ve sen öldün
Şimdi eşim dostum beni hastayım sanıyor
Yastayım hiç kimse bilmiyor

Yaşlandım artık bıraktığın gibi değilim
Üstelik bir kızım var evliyim


Ne mutlu bütün bu güzel duyguları gerçekten bir ömür boyu bir yastığa baş koyduğu, hayatı birlikte yaşadığı ve çocuklarının annesine duyabilen erkeklere.

Bu yazıyı yazdıktan sonra fikirlerine güvendiğim erkek arkadaşlarıma sordum. “Hangi kadına kadınım diye hitap edersin?” diye; “Kadınım kelimesinin içinde cinsellik vardır. Çok özel biri olması gerekmez” dediler. Çok hayret ettim. Oysaki kadın gözüyle kadınım kelimesi çok özeldir ve her kadına söylenince anlamı kalmaz.

Şimdi diyeceksiniz ki, sen bir kadın olarak erkeklerin duygularını bu kadar iyi nereden biliyorsun. Çok haklısınız.

Peki bana “kadınım” diye hitap edilmiş olamaz mı…
[/INDENT]

Bu konuyu yazdır

  Çocuğumun Babası...
Yazar: YasSmin - 04-25-2011, Saat: 03:01 PM - Forum: Maxi Geyik - Yorumlar (7)

Adam Süpermarkette kasa kuyruğundayken harika bir sarışın fıstığın kendisine el salladığını fark etmiş, o ‘güzel şey’i nereden tanıdığını anlamak için çaba harcarken
“Beni tanımadınız mı? Siz cocuklarımdan birinin babasısınız” demiş fıstık kız.
Adamın aklı birden uçup gitmiş, hafızası yıllar önce bir iş seyahatinde eşini hayatta aldattığı o tek geceye gitmiş,
”Siz.. Siz.. Arkadaşımın ‘Bekarlığa veda gecesinde bilardo masasının üzerinde beni ıslatılmış deri kamçıyla döverek tahrik edip daha sonra...Ooo Aman Tanrım..” demiş adam müthiş pişman bir şekilde başını öne eğerek..
“ Saçmalamayın..!” demiş kız sinirlenerek..” Bunları da nerden çıkardınız?.. Ben oğlunuzun sınıf öğretmeniyim..!” :hmmmm: :hmmmm: :hmmmm: :hmmmm:

Bu konuyu yazdır

  Başla, Atla, Veee...
Yazar: YasSmin - 04-25-2011, Saat: 02:48 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (6)

başla;

adının kan olup,
kumlara gizlenen bir başı temsilini canlandır!

atla;

trampet seslerine eşlik eden uygun adım safsatasıyla,
denizin buzuna doğru serbestten düşür düşüncelerini!
hiç et;
olmayan bir sorunun yanıtını arar gibi,
kırıldığı anda tekrardan normalleşen sesleri birleştir!

ve;

bitti dediğin yerde tekrarlanırken can çıkartma seansları, buruşmuş ellerin sen istemesen de selamlayacak aşk olan, olamayan, olmuş tüm duyguları...

ZekRıd

Bu konuyu yazdır

  oy oy :D
Yazar: ask_sehidi - 04-25-2011, Saat: 02:36 PM - Forum: Fıkra Genel - Yorumlar (3)

Genç bir kadın, aylardır şantiyede olan kocasına aşağıdaki satırları yazar:
Sevgi...
......lim,Biliyorsun, sen şantiyedeyken nur topu gibi bir bebeğimiz oldu. Sütüm yetmediği için, yavrumuzu besleyebilmek amacıyla bir sütanne tuttum.
Yalnız, bu sütannenin zenci olmasından dolayı çocuğumuz, emdiği sütün etkisiyle zaman içinde zenciye dönüştü.
Haberin olsun dedim.
Bu konuda benim bir suçum olduğunu düşünmezsin umarım.
ÖptümBiricik eşin

Kadının kocası da bunun üzerine annesine bir mektup yazar:
Sevgili anneciğim,Karım bana gönderdiği son mektupta, sütü yetersiz olduğu için birsütanne tuıtmak zorunda kaldığını, o sütannenin zenci olduğunu ve buyüzden bebeğimizin renginin de zamanla koyulaştığını yazıyor.
Bundan eşimi sorumlu tutamayız, tabii ki .
Selam ve sevgilerimle
Annesi ise oğluna şöyle bir cevap yazar:
Sevgili oğlumAslına bakarsan, sen doğduğunda benim sütüm de yetersiz kalmıştı.
Ama biz fakir olduğumuzdan dolayı, sütanne tutamayıp onun yerine seni
inek sütüyle beslemek zorunda kalmıştık. Bu durumda takdir edersin ki,
senin safkan bir öküz olmanın sorumlusu ben değilim.
Seni seven annen’ Big GrinBig Grin

Bu konuyu yazdır

  Bir Kadın Gittiğinde..
Yazar: MeLeksi - 04-25-2011, Saat: 02:18 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (5)

[SIZE="3"]KADINLAR gittiklerinde arkalarında daha büyük boşluklar bırakırlar.

Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çok olur:

Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle
saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...

Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar,
yetim kalmıştır tabaklar.

Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.

Sık sık boynunu büker "sarıkız".

O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz,
değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.

Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.

Bir kadın gittiğinde...

Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında; bir ağır işçi, bir temizlikçi,
bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...

Bir anne gider...

Bir dost...

Bir arkadaş...

Bir sevgili...

Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde.

Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz,
annesi gitmiştir "geç kalma"nın.

Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.

Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında.
Ve bir kadın gittiğinde
pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.
[/SIZE]

Bu konuyu yazdır

  Çocuk Büyüyorsun..!
Yazar: MeLeksi - 04-25-2011, Saat: 02:17 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (5)

[SIZE="3"]Yanmak mı? Bu dogru değil!
Sadece özlem baslar önce,
Sindirmeye calışırsın gizlice,
Merak etme ‘zaman'gelir.
Ve...unutma giden mutlaka geri gelir...
Diri diri ölmek mi? Palavra...
Sadece ümitsizlik kaplar içini,
Karanlıklarda boğulursun,
Merak etme ‘güneşe' çabuk kavusursun.
Büyüyorsun cocuk büyüyorsun...
Onsuz yasamamak mı?bu da ne?
Aglarsın sadece gecelerce,
Ellerin titrer,panikatak olursun,
Merak etme ‘seveni' mutlaka bulursun...
Olsun bak büyüdükçe olgunlasıyorsun.
Unutamadın mı?neler diyorsun?
Evet bu sefer sadece unutamıyorsun,
Gelmek bilmeyen zaman,acan güneş,
Ne de yeniden sevmek...
Canın mı? yanıyor,
Biliyorum cok zorlanıyorsun,
Olsun be cocuk büyüdükçe küçüldügünü,
İşte böyle anlıyorsun...
[/SIZE]

Bu konuyu yazdır

  Sen Gittin Masal'ım Bitti..
Yazar: MeLeksi - 04-25-2011, Saat: 02:16 PM - Forum: Aşk (Genel) - Yorumlar (2)

[SIZE="3"]"Sen gittin...
Ardından Sonbahar mevsimi geldi … Döküldü yapraklar birer birer, her biri bir tarafa savruldu… "

Kocaman ağaçlar beyaz kefen giyinip ağladı, döküldü anılar bir bir dallardan...Sen gittin beni de alıp gitti sarı rüzgarlarıyla sonbahar, yaprak yaprak savurdu sokaklara, bir öksüz çocuk misali tek başıma kaldım kaldırımlarda…

Kanadı kırık bir turnayım şimdi..yorgunum, çok yorgun..
İçim dışım sonbahar...

Bedenim soğuk şimdi üşüyor dudaklarım, göğsüne düştü başım hüzünlü yılların, avuç avuç kimsesizlik yağıyor üzerime... Terkedilmiş cümlelerin satırlarında sonbahar alfabesine yazılıyor adım harf harf, satır satır içime dökülüyor yapraklar. Kimisi gül olup açıyor şiir şiir, kimisi diken olup batıyor yüreğime…

Ey sonbahar;
Gazellere yazılmış bir kırık öykü hayatım, sıradan ve anlamsız. Her gece üzerime yıldızlar serpiştiriyorum, anlamını bilmediğim ama acısını duyduğum karanlık duygular kaplıyor içimi...

"Sen gittin...
Ardından Sonbahar mevsimi geldi … Döküldü yapraklar birer birer, her biri bir tarafa savruldu… "

Dilimi kanatan şiirler üşüşüyor parmak uçlarıma her gece, güz kanadında çıplak ayaklı bir çocuğum şimdi. İnceden bir sızı gibi hasret tutuşturuyor içimi. Yalnızlığın en orta yerinde öksüz ve yaralı., kaldırımlara saçıyorum yüreğimi her akşam.

"Sen gittin...
Ardından Sonbahar mevsimi geldi … Döküldü yapraklar birer birer, her biri bir tarafa savruldu… "

Gözyaşlarımdan turnalar döküldü kaldırımlara, hıçkırıklara büründü gökyüzü, hangi atlasın, hangi sayfasına gittin bilinmez... Bütün mevsimler sonbahara ağıt yakıyor şimdi, hiç bir mevsim avutmuyor hicranımı.

"Sen gittin...
Ardından Sonbahar mevsimi geldi … Döküldü yapraklar birer birer, her biri bir tarafa savruldu… "

Sonbahar yaprakları gibi şarkılar da dökülüp, dökülüp gitti ardından. Hani “Elveda bütün hatıralar”. "Yine hazan mevsimi geldi, yine yapraklar rüzgarların peşi sıra gidecek" şarkılarını kimse söylemiyor artık. Hani “Hastayım, gönül hastasıyım/ gönül ilacımı bulamazsam ölürüm”. Masalındaki sevdalıları da kimse anımsamıyor artık.

Şimdi şarkılar,
Şiirler,
Masallarda hazan mevsiminin hüznü var;
Kimsesizliğimin hüznü…

"Sen gittin...
Ardından Sonbahar mevsimi geldi … Döküldü yapraklar birer birer, her biri bir tarafa savruldu… "

Aradan yıllar geçti, göçüp gitti ömrümün vefalı turnaları . Anladım ki herkesin bir masalı var, her masalın bir sonu. Şimdi artık ne masallar kaldı ne de inanan masallara, ne seher yelleri yare selam götüren, ne de nazlı yardan haber getiren telli turnalar.

Bir kasırga gibi esiyor sonbahar rüzgarları. Şimdi zamanın ezen girdabında yapayalnız, sevgiye, güzel bir bakışa hasret, kuruyup gidiyor ömrüm. Ne zaman seni düşünsem kanadı kırık turna misali bükülür boynum…

Gittin;
Ömrümün bütün mevsimlerinde seni aradım.Her giden yolcuya, her gelen yolcuya, esen rüzgarlara, yağan yağmurlara..
Sadece seni sordum...
[/SIZE]

Bu konuyu yazdır

  Rakı
Yazar: history - 04-25-2011, Saat: 12:58 PM - Forum: Maxi Geyik - Yorumlar (4)

Adam deniz kenarındaki evinin terasında, güneş batmış, hafif serinlik başlamış, deniz gri bir renk almış ve dümdüz bir göl gibi uykuda, yanında karısı, önündeki sehpada buzlu rakısı beyaz peynir ve kavun birden “Seni çok, ama çok seviyorum” demiş. “Bunu söyleyen sen misin yoksa rakı mı konuşturuyor?” diye sormuş karısı. “Benim” demiş adam, “Önümdeki rakıya söylüyordum da..!”

Bu konuyu yazdır

  Tarih: 11-26-2025, 08:02 AM