:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Düşünce Dünyasının AbideLeri.. (alfabetik Sırayla)
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18
ABAUZITvirgs.gif Fîrmin:


(1679-1767) Fransız tanrıbilimcivirgs.gif filozof. Kilisenin inançlarını egemen kılma girişimine karşı düşünce özgürlüğünü savunmuştur. Uzes' de doğduvirgs.gif sonradan sığındığı Cenevre' de öldü. Protestan bir aileden gelmesi nedeniyle Katolikler' ce kaçırıldıvirgs.gif bir manastıra kapatıldıvirgs.gif bir süre kimseyle görüştürülmedi. Protestan inançlarına karşıt bir eğitimle yetiştirilmek istendi. Nant Fermanı' nın yürürlükten kaldırılması üzerine annesinin çabalarıyla kurtarıldıktan sonra Cenevre' ye sığındı. Yunan felsefesivirgs.gif tanrıbilimvirgs.gif doğa bilimleri konularında uzun süren çalışmalara koyuldu. Çalışmalarının başarılı sonuçları nedeniylevirgs.gif kısa süre içindevirgs.gif büyük ün sağladıvirgs.gif (çağının en gözde bilginleri arasında yer aldı. Bir ara Almanya' yavirgs.gif sonra İngiltere' ye gittivirgs.gif bilimsel çalışmalarını sürdürdü. Kral III. William' ın ilgisini çekti. Kral onu kendi yanında görevlendirmek istediyse de Abauzitvirgs.gif yeni çalışmalara başlayacağını ileri sürerekvirgs.gif Cenevre' ye döndü. Devlet Kitaplığı' nda üstlendiği görevini ölümüne değinvirgs.gif elli yıl sürdürdü. Derinvirgs.gif geniş bilgisine karşın alçakgönüllüce yaşamayı yeğleyen Abauzit başarılı çalışmaları nedeniyle Newton' un da ilgisini çekti. Newtonvirgs.gif ona yazdığı bir mektuplavirgs.gif bilim tarihindeki yerinivirgs.gif önemini bildirdi. Abauzitvirgs.gif felsefeye doğa bilimleriyle girdi. Felsefe ile doğa bilimleri arasında bir bağlantının bulunduğunu ileri sürdü; felsefenin bilime dayanması gereğini savundu. Yunan ve Roma uygarlıklarına yönelik çalışmalarıyla felsefenin gelişim çizgisinivirgs.gif Avrupa düşüncesinin ana kaynaklarını araştırdı. Halkın dininivirgs.gif inançlarını kendi dilinden öğrenmesi gereğini ileri sürerek İncil' i halk diline çevirdi. Abauzit'e göre felsefe özgür düşüncenin ürünüdür; kişiyivirgs.gif evreni ve varlık kavramı altında toplanan bütün nesneleri anlamaya tanımaya yöneliktir. Kilisenin özgür düşünceye karışmasıvirgs.gif birtakım kısıtlamalar getirmesi insan özüne de tanrısal yasalara da aykırıdır. Dinvirgs.gif felsefenin dayandığı deney bilimlerinin çalışmalarına karışmamalıvirgs.gif kendi alanının dışına çıkmamalıdır. Doğa varlıklarınıvirgs.gif doğa denen bütünüvirgs.gif deney bilimlerinin verileri dışında kalarak anlama olanağı yoktur. Düşüncelerin bir kaynağı kavramlara dayalı üretimsevirgs.gif bir kaynağı da duyularla sağlanan verilerdir. Bu nedenle biri deneydenvirgs.gif öteki düşünme yeteneğinin üretiminden gelen iki türlü bilgi vardır. Us insanı yönetenvirgs.gif davranışlarını düzenleyenvirgs.gif düşünmenin kurallarını oluşturan yetenektirvirgs.gif deneyden gelmez. Düşünmenin genel kurallarını içeren mantık da us ilkelerine göre çalışan bir bilimdir. Abauzit in çağında olduğu gibivirgs.gif sonraki dönemlerde de etkisi sürmüştür. Özellikle düşünce özgürlüğü konusundaki görüşlerini benimseyen Rousseauvirgs.gif bunları yeniden ele almışvirgs.gif çağının anlayışına göre işlemiştir. Baylevirgs.gif Voltairevirgs.gif Saint Euremond gibi aydınlar da Abauzit' den esinlenmiştir. Abauzıt'ın yazıları ölümünden sonra iki kitapta toplanmıştır.

• YAPITLARI: Oeuvres de fen M. Abauzitvirgs.gif 1770; ("Merhum Abauzit 'in Yapıtları")- Oeuvres Diverses de M. Abauzitvirgs.gif 1773virgs.gif ("Abauzit' in Çeşitli Yapıtları").

Kaynakça:
1) Türk ve Dünya Ünlüleri Ansıklopedisi
2) Filozoflar Ansıklopedisi (Cemil Sena)
Friedrich Ludwig Gottlob Frege

Friedrich Ludwig Gottlob Frege (8 Kasım 1848 - 26 Temmuz 1925) Modern Matematiksel Mantık'ın ve Analitik Felsefenin kurucusu sayılan Alman matematikçivirgs.gif mantıkçı ve filozof.

Frege'nin Hayatı

Wismar'da doğdu. 1869'da Jena Üniversitesi'nde öğrenime başladı ve iki yıl sonravirgs.gif 1873'te Felsefe Doktoru unvanını aldığı Göttingen'e taşındı. İki yıl sonra Jena'ya döndü ve matematik dersleri vermeye başladı. Matematik alanında 1879'da doçent ve 1896'da profesör oldu. 1925'de Bad Kleinen'de öldü.
Bilime Katkısı

Aristo'dan sonraki zamanların en büyük mantıkçısı kabul edilir. 1879'da yayınladığıvirgs.gif devrim niteliğindeki Begriffsschrift veya Kavram Yazısıvirgs.gif Aristo'dan beri nüfuzunda bir değişiklik olmayan eski Terim Mantığı'nın yerini alarak mantığın tarihinde yeni bir dönemi haber veriyordu. Begriffsschrift bugün matematiğin her alanında kullanılan nicelikleme gibivirgs.gif Orta Çağ'ın Çoklu Genelleme Problemi'ne çözüm getiren kavramlar ve fonksiyon ve değişkenlerin açık bir şekilde konumlandırılması gibi özellikleriyle temelleri sarstı.

Fregevirgs.gif Önermeler Mantığı ve kendi icadı Yüklem Mantığı'nın aksiyomatikleştirilmesini oluşturan kişidir. Bertrand Russell'ın Tarifler Teorisi ve Russell ile Alfred North Whitehead'in Principia Mathematica 'sı için son derece temel bir kavram olan nicelikleme de yine Frege'ye aittir. Çalışmaları kendi döneminde geniş ölçüde tanınmamış ve fikirlerivirgs.gif özellikle Giuseppe Peano ve Russell gibivirgs.gif etkilediği insanlar aracılığıyla yayılmıştır. Ludwig Wittgenstein ve Edmund Husserl da felsefî açıdan etkilediği kaydadeğer insanlardır.

Fregevirgs.gif en temelinde önerme'nin fonksiyon-argüman analizivirgs.gif özel isimlerin anlam ve gönderim tefrikivirgs.gif kavram ve nesne tefriki ve bağlam prensibinin geliştirilmesi bulunanvirgs.gif Lisan Felsefesi'ne yaptığı derin sistematik katkılarla Analitik Felsefe'nin kurucularından sayılır. Edmund Husserl ve Max Schröder gibi zamanının önde gelen bir çok mantıkçı ve felsefecisiyle yazışmıştır.

Fregevirgs.gif mantıkçılığın -- matematiğin mantığa indirgenebileceği düşüncesinin önde gelen ilk savunucusudur. Grundgesetze der Arithmetik isimli çalışmasındavirgs.gif aritmetiğin kanunlarını mantıktan çıkarmaya tevessül eder. (Masraflarını kendi karşıladığı) ilk cildi yayınladığındavirgs.gif Russellvirgs.gif ismiyle anılan paradoksu keşfetmiş ve Grundgesetzenin aksiyomlarının bu çelişkiye yol açtığını ifade etmiştir. Fregevirgs.gif bu paradoksun varlığını kabul edipvirgs.gif kitabın ikinci cildinin ek kısmında bu soruna yol açtığını düşündüğü aksiyomu belirtmişse devirgs.gif aksiyomlarında tatmin edici bir değişikliğe gidememiştir. Russell ve John Von Neumann'ın sonraki çalışmalarındavirgs.gif bu problemin nasıl çözümleneceği yer almıştır.

Buna ve Russell'ın Frege'ye olan övgüsündeki cömertliğe karşınvirgs.gif yaşamı boyunca üne kavuşmamış ve --Tractatus ve Felsefî Soruşturmalar'da fikirleri Frege'nin mantık ve dil alanındaki kavramları etrafında dönen-- Ludwig Wittgenstein üzerindeki etkisi olmasavirgs.gif bir filozof olarak değerinin hiç bir zaman anlaşılmayabileceği düşünülmüştür.

Frege üzerindeki önemli otoriteler arasında Michael Dummettvirgs.gif Günther Patzigvirgs.gif Hans Slugavirgs.gif Terence Parsons ve Vincent Riolo sayılabilir.
Önemli Eserleri

Begriffsschrift (Kavram Yazısı)virgs.gif eine der arithmetischen nachgebildete Formelsprache des reinen Denkensvirgs.gif Halle a. S.virgs.gif 1879

Die Grundlagen der Arithmetik (Aritmetik'in Temelleri): eine logisch-mathematische Untersuchung über den Begriff der Zahlvirgs.gif Breslauvirgs.gif 1884

"Funktion und Begriff" (Fonksiyon ve Kavram): Talk given in a Meeting on January 9virgs.gif 1891 of the Jenaischen Gesellschaft für Medizin und Naturwissenschaftvirgs.gif Jenavirgs.gif 1891

"Über Sinn und Bedeutung" (Anlam ve Gönderim Üzerine)virgs.gif in Zeitschrift für Philosophie und philosophische Kritikvirgs.gif C (1892): 25-50

"Über Begriff und Gegenstand" (Kavram ve Nesne Üzerine)virgs.gif in Vierteljahresschrift für wissenschaftliche Philosophievirgs.gif XVI (1892): 192-205

Grundgesetze der Arithmetik (Aritmetik'in Temel Kanunları)virgs.gif Jena: Verlag Hermann Pohlevirgs.gif Band I (1893)virgs.gif Band II (1903)

Was ist eine Funktion? (Fonksiyon Nedir?)virgs.gif in Festschrift Ludwig Boltzmann gewidmet zum sechzigsten Geburtstagevirgs.gif February 20 1904virgs.gif S. Meyer (ed.)virgs.gif Leipzigvirgs.gif 1904virgs.gif pp. 656-666

"Der Gedanke" (Düşünce) Eine logische Untersuchungvirgs.gif in Beiträge zur Philosophie des Deutschen Idealismus I (1918-1919): 58-77

"Die Verneinung" (Değilleme / Nefy / Negasyon)virgs.gif in Beiträge zur Philosophie des deutschen Idealismus I (1918-1919): 143-157

"Gedankengefüge" (Bileşik Düşünce)virgs.gif in Beiträge zur Philosophie des Deutschen Idealismus III (1923): 36-51

Frege bu makalelerden son üçünü Mantıksal Araştırmalar adıyla yayınlamak amacındaydı. 1975'tevirgs.gif ölümünden sonra en azından İngilizce tercümeleri Logical Investigations adıyla yayınlanmıştır.

(İngilizce Wikipedia'dan tercüme: --Iesahin 15:15virgs.gif 4 Haziran 2005 (UTC))
J. G. Fichte



Johann Gottlieb Fichte Oberlausitz (Saksonya) - İ.S.1762 Küçük bir köydeki fakir bir dokumacının oğludur Fichte. Dokuz yaşına kadar dokumacılık ve çobanlık yapmış. Varlıklı bir çiftlik sahibi şans eseri onun zekasını farketmiş ve himayesine alarak bir okula başlatmış. Ancak bu kişinin ölmesi ile tekrar yoksulluk ve sıkıntı çekmeye başlayan Fichte üniversiteyi çok zor bitirebilmiş. Özel ders vererek para kazanmaya çalıştığı sıralarda bir öğrencisi sayesinde Kant'ın felsefesiyle tanışmış ve o günden sonra tüm hayatını onun felsefesini geliştirmeye adamıştır.

Fichtevirgs.gif Kant'ın bir başlangıç yaptığına ve bu başlangıcın bir sisteme kavuşturularak tamamlanması gerektiğine inanmıştır. Bu sisteme ulaşmak için de bir çıkış noktası arar. Ona göre bu çıkış noktası sujedirvirgs.gif bilinçtir. Burada iki yol vardır; 1.Objeyi çıkış noktası almakvirgs.gif ki o zaman objenin yanında nasıl oluyor da bir sujevirgs.gif bir bilinç var olabiliyor sorusu ile karşılaşırız. Ona göre bu soru çözümsüzdür ve insanı determinizm ve mekanizme sürükler ve bu durumda özgürlük diye birşey olamaz. 2.Sujeyi çıkış noktası almakvirgs.gif bu durumda ise bilincin objeyi nasıl tasarımladığı sorusu ile karşılaşırız ve bu sorunun çözümü vardır.

Fichte'ye göre bilincin özü eylemdir. Böylece yola çıkan Fichte Kant'ın yanlış düşünme diye adlandırdığı dialektitiği kullanarak ilerler. Ona göre bütün bilgimiz üç adımlı dialektik bir hareketle oluşur. 1. Objeyi "avirgs.gif a'dır" gibi ortaya koyup kavramak. 2. Objeyi "avirgs.gif non-a değildir" gibi öteki objeler ile karşılaştırarak ayırt etmek. 3. a ve non-a'yı içine alan bir kavram ile sınırlamak. Onun verdiği bir örnek şöyle; 1. Altını görüp tanırım. 2. Onu bakırdan ayırt ederim. 3. Onu bakır karşısında şu yada bu nitelikle sınırlanmış bir "maden" olarak kavrarım. Şimdi "ben" kendi özünü bilmek isterse önce kendisini bilmesivirgs.gif düşünmesi gerekir. Bu ise Fichte'ye göre bir eylemdir. Yine sonraki eylem ile "ben"virgs.gif "ben olmayanı" karşısına koymalıdır ki kendisini ayırt edebilsin. Bu "ben olmayan"" 'da doğa ve doğanın nedenselliğidir. Bu noktada doğa kendimizi bilmemizin bir aracıdır. Ancak Fichte'ye göre bilmek değil eylemek esastır. Bu nedenle bu noktada kalınamazvirgs.gif "ben" 'in amacı eylemdir yani özgür olan özünü gerçekleştirmek.

Fichte'de ahlak felsefesinin temeli özgürlük sorunudur. Anlak öğretisinin formunu sağlayan özgürlüktür. Ancak bu özgürlük bir eylem dir. İnsan bu eylem ile özgür olur. Bu eylemin amacı da özgürlük olmalıdırvirgs.gif yoksa eylem dış amaçlara yöneldiğinden özgürlük gerçekleşmez. Bu eylemin uygunluğuna da vicdan karar verir. Vicdan'ın Fichte'de özel bir yeri vardır. Kantvirgs.gif "Genel bir yasa olmasını isteyebileceğin bir ilkeye göre eyle" demiştivirgs.gif Fichte "Vicdanına göre eyle" der. Burada Fichte'ye göre iyi olanvirgs.gif eyleme halidirvirgs.gif çünkü eyleme geçmek özgürlüğün gerçekleşmesidir. Kötü olan ise eylemsizliktir çünkü özgürlüğü yok eder. Ancak buradaki eyleme hali olarak doğal gereklilikler veya içgüdüler göz önünde bulundurulmazvirgs.gif bu tür eylemler insanı edilgin yapar. Kişi doğal yönünü aşıp kendi "Ben" 'inden dolayı eyleme geçmelidir ki özgür olabilsin. Doğal yön bu amaç için sadece bir araçtır.

Kişinin kendisini gerçekleştirmeside üç aşamalıdır. 1. İsteme. Bu aşamada kişi hazza ve mutluluğa varmaya çalışırvirgs.gif hayvanlar gibi çevresinin uyarımlarına bağlıdırvirgs.gif sadece gereksinimleri karşılayacak araçlara yönelirvirgs.gif iştahını doyurmaya çalışır. Özgür değildir. 2. Egemen olma. Kişinin tek amacı egemen olmaktırvirgs.gif sadece iştah yerini egemen olmaya bırakmıştır. 3. Son basamakta kişi özgür olmak ister. Bu durumda kişi diğerlerinin hak ve özgürlükleri karşısında kendi haz ve egemen olma arzusunu kendiliğindenvirgs.gif özgür olarak sınırlamayı bilir.

Fichte devlet ve hukuk konusunda da özgürlüğü temel alır. Ona göre hukukun tümel geçer bir yönü vardır ve bu insanın ilk ve doğal hakları olduğu fikrine bağlıdır. Kişinin özgürlük hakkı doğal bir haktır ve her kişi kendi özgürlüğünün başka kişilerin özgürlükleri ile sınırlanmış olduğunu kabul etmelidir. Ancak bu durumu koruyan bir güce ihtiyaç vardır. İşte devlet bu noktada ortaya çıkar. Ona göre kişivirgs.gif devletin otoritesini kendisi istemeli ve devletin kendisini zorlayacağı yasayı da kendisi seçmelidir. Ancak Fichtevirgs.gif böyle demokratik bir devletteki vatandaşların kendi emekleri ile yaşayabilmeleri ve kaynakları hakça paylaşabilmeleri için devletin dışa kapalı olması gerektiğini savunur. Devletin ¤¤¤¤i ise yasaya kendiliğinden uyan kişiler yetiştirmektirvirgs.gif böylece zorlayan devlet ortadan kalkacaktır.

Fichtevirgs.gif Kant'ın felsefesinden yola çıkmıştır. Felsefesi zamanla romantiklerden etkilenmiş ve kendisinden sonraki Alman filozofları için bir kaynak oluşturarak yeni bir akımın doğmasını sağlamıştır.
Kantvirgs.gif Hegelvirgs.gif Fichte ve Schelling; Alman İdealizmi'nin ayrılmaz dörtlüsü olarak ün yapmıştır.
ACOSTAvirgs.gif Gabriel:


(1585-1640) Portekizli düşünür. Ruhun ölümsüzlüğü inancına karsı çıkmışvirgs.gif din sorunlarının akılcı bir yöntemle eleştirilmesi geleneğini kurmuştur. Oporto' da doğduvirgs.gif Amsterdam' da öldü. Sonradan Katolik olan Yahudi bir ailenin oğludur. Çocukluğunda sıkı bir Katolik eğitimi gördü. Coimbra' da öğrenimini bitirdikten sonra küçük bir manastıra kapandı. Burada incil üzerinde yaptığı çalışmalar sonucuvirgs.gif Yahudilik' e yönelincevirgs.gif ailesini de buna inandırmaya çalıştı. Ailesi dinsel inançları nedeniyle kovuşturmaya uğramaktan korkarak Amsterdam' a sığındı. Acosta Amsterdam' da Yahudi ayinlerinin ve öbür dinsel uygulamalarının Incıl'e uymadığıvirgs.gif gereksiz katılıklarla dolu olduğu kanısına vardı. Hahamlarla uzun tartışmalara girişti: ruhun ölümsüzlüğü ilkesinin belirsizliğini ve Incıl'in tutarsız oluşunu vurgulayan bir kitap yazdı. 1624' te Examen dos Tradiçoens Phariseas Conferidas Con a Lay Escnta adıyla yayımladığı bu kitabı nedeniyle din düşmanı sayıldı. Kitap bir başka yapıtıyla birlikte toplattırılarak yakıldıvirgs.gif kendisi de afaroz edildi. 1633' te yeniden Yahudi topluluğuna dönmek istedi. Bu istekvirgs.gif görüşlerinin değişmesinden değilvirgs.gif bir toplumsal çevre gereksinîminden kaynaklanıyordu. Yeniden topluluğa kabul edilen Acostavirgs.gif bir süre sonra Musa' nın getirdiği ilkelerin tanrısallığından kuşkuya düşerekvirgs.gif tüm dinlerin insan düşüncesinden doğup doğmadığını sorguladı. Daha sonra tüm Yahudi kurallarını çiğnediği ve iki Hıristiyan'ı Yahudi olmaktan alıkoyduğu gerekçesiyle suçlanarakvirgs.gif Sinagog' dan kovuldu. 1640' ta son bir kez daha Yahudi toplumuna kabul edilmesi için başvurdu. Bunun gereği olarak ağır kefaret cezalarından geçmeye zorlandı. Önce sinagogda pişmanlığını dile getirdivirgs.gif sonra 39 kamçı yiyerek yere yatırıldıvirgs.gif üzerinden tüm Yahudi cemaatı yürütüldü. Bu olaydan sonra eve gelerek öz yaşam öyküsünü yazdı ve kendini vurarak intihar etti. Öbür kitapları yakılıp yok edildiğindenvirgs.gif görüşleri hakkındaki bütün bilgi 1687' de yayımlanan bu öz yaşam öyküsünden gelir.
Acostavirgs.gif ruhun ölümsüzlüğü öğretisine karşı çıkmışvirgs.gif bunu kuşkulu ve Incil' e aykırı bulmuştur. Ona göre bütün dinler birer insan buluşuvirgs.gif düşünce ürünü olabilir. Acostavirgs.gif gerek doğa verilen ve akıl ilkelerine dayanan eleştirici düşüncelerivirgs.gif gerekse acıklı yaşamı nedeniylevirgs.gif sonraki dönemlerde etkili olmuşvirgs.gif inanç sorunlarının tartışma ve eleştiri konusu yapılmasına öncülük etmiştir. Özellikle Yahudi-Hıristiyan inançlarını bir bütünlük içinde ele alışıvirgs.gif bu inançlarla ilgili sorunlaravirgs.gif belli bir dine bağlanmadanvirgs.gif yansız bakışı tanrıbilime önemli bir yenilik getirir. 18. yy' dan bu yana gelenekçi dinlere karşı çıkanvirgs.gif düşünce ve inanç özgürlüğü görüşünü savunanvirgs.gif din anlayışının gelişmesinde katkısı büyüktür.

• YAPITLAR: Examen dos Tradiçoes Phariseas Conferidas Con a Lay Escritavirgs.gif 1624virgs.gif ("Yazılı Yasalarla Karşılastırarak Farsi Geleneklerin Incelenmesi"); Tratado de L'Immortalitat de L'Amavirgs.gif 1626virgs.gif ("Ruhun Ölümsüzlüğü Ustüne")virgs.gif Examplar Humanac Vttaevirgs.gif 1687 ("insan Yasamından Örnekler.")

• KAYNAKÇA:
1) Felsefe Ansıklopedisi (Cemil Sena)
2) Türk ve Dünya Ünlüleri Ansıklopedisi(Anadolu Yayıncılık)
Hans Georg GADAMER:

Gadamervirgs.gif Almanya’nın Marburg kentinde doğdu. 1900 de başlayan yaşamı onun 21. yüzyılı karşılamasına kadar uzun sürdü. Bir kimya profesörünün oğluydu. Breslauvirgs.gif Marburgvirgs.gif Freiburg ve Münih üniversitelerinde beşeri bilimler öğrenimi gördü. Freiburgda Martin Heidegger’in yanında yaptığı felsefe doktorasını l922’de tamamladı. 1933te Marburg’davirgs.gif 1934-35 yıllarında Kiev’de estetik ve etik dersleri verdi. 1937’de Marburg’da kadro dışı profesör oldu. İki yıl sonra Leipzig Universitesi’ne kadrolu profesör olarak atandı. Ardındanvirgs.gif Frankfurt (1947-49) ve Heidelberg (1949’dan başlayarak) üniversitelerinde dersler verdi. l968’de emekliye ayrıldıktan sonra da üniversitede ders vermeyi sürdürdü. Yöntemini büyük ölçüde Wilhelm Diltheyvirgs.gif Edmund Husserl ve Martin Heidegger’in kavramlarından yararlanarak geliştirmiştir. Gadamer 'de hermeneutik felsefenin tam odağında yer alır; anlamavirgs.gif onun içinvirgs.gif dünyadaki varoluşumuzun temel/ilksel bir tarzıdır"
Yararlanılan Kaynak: Ana Britanicca
ETKİSİ: Gadamervirgs.gif “felsefi yorumbilgisi” adlı anlama öğretisi ile Friedrich Schleiermacher ve Wilhelm Dilthey’ın yorumbilgisi-tin bilimleri geleneğinde yer alır. Yirminci yüzyıldavirgs.gif özellikle de Gadamer’in hocası olmuş Martin Heidegger’in o çok önemli “varoluş” kavramıyla birlikte felsefevirgs.gif hakikati arama ¤¤¤¤ini yorumbilgisinde ciddiyetle yerine getirmeye devam eder. “Hakikat” derken söz konusu olanvirgs.gif doğa bilimlerinin nesnel olarak “açıklayıcı” yöntem bilgisi anlamında değilvirgs.gif insanın dünya deneyiminin varoluşsal koşulları ile ilgili olan ve insanın “anlayarak” yaklaştığıvirgs.gif empatiyle anlaşılan bir hakikat kavramıdır. Bu hakikat kavramını Gadamer kendinden öncekilere göre daha fazla ölçüde tarihsel olana ve “geleneğe” bağlamıştır. Buna göre “hakikat” mutlak ve zamanı aşan bir şey değilvirgs.gif tarihsel akışınvirgs.gif “etki tarihi”nin bir fenomenidir. Hakikati (yani önemli ölçüde tarihin içerdiği anlamı) “anlamak”virgs.gif “bir gelenek oluşumunun içine girmek”tir. Gadamer’in yorumbilgisinin en önemli noktalarından birivirgs.gif anlayanın kendisinin de gelenekle etkileşimde bulunmasıdır. Nesnesiyle burada karşılaşır ve bundan dolayıvirgs.gif tarihsel durumun hakikatine hakkını vermek için kendi “yorumbilgisel durumu”nu çok iyi bilmek zorundadır. Buna karşın Gadamervirgs.gif söz konusu tarihsel durumlara olan mesafenin nesnel olarak kavramsal biçimde nasıl anlaşılacağının çözümüne ilişkinvirgs.gif somut dayanak noktaları sunmadanvirgs.gif yalnızca ana hatlarıyla bir “bilinç” ortaya koymuştur. Ayrıca gelenek kavramını belirsiz bir genellikte tuttuğundan ve somutvirgs.gif içerik açısından belirli bir kullanıma bağlanmak istemediğindenvirgs.gif kişinin kendi “yorumbilgisel” konumunun belirlenmesine ilişkin bu önemli yordamvirgs.gif yöntem açısından belli belirsiz kalır. Gadamer “gelenek” kavramını yorumbilgisinin merkezine yerleştirmiştir çünkü bu kavramda tarihsel etkileşimi güvence altına alınmış görür. Tarihsel etkileşimvirgs.gif doğa bilimlerinin yöntem bilgisi karşısında ve onunla eşit düzeyde – tin bilimlerinin düşünce geleneğine bütünüyle uygun olarak- dünyayla ilişki kurmanın alternatifvirgs.gif tinsel tarih yönelimli ve insan varoluşuna yönelik bir yolunu sağlama almalıdır.
Aşağıdaki metin ;“Bilgi Sosyolojisi ve Hermeneutik” Susan Hekman –Paradigma Yayınları. “Gadamer’in Hermeneutiği” başlıklı bölümün kısaltılmış bir okumasıdır.
Gadamer’in Hermeneutiği: Hakikat ve Yöntem ’de Gadamervirgs.gif amacının insan bilimlerinin ne olduğunu keşfetmek olduğunu belirtir. Takdim edilen iki tema virgs.gif Hakikat ve Yöntem projesi için canalıcı öneme haizdir. İlki; amacının insan bilimlerinin gerçekte ne olduklarını araştırmak olduğu ifadesinde bulunur. Bu arayış Gadamer’i insan bilimlerinin evrimininvirgs.gif “modern bilimin ruhunun” onların gelişimleri üzerindeki etkisinin ve hümanistik mirasın bazı temel unsurları korumaları olgusunun analizine götürür. Kitabın ilk yarısındavirgs.gif Vicovirgs.gif Dilthey ve hümanist geleneğin diğer temsilcileri tarafından tanımlanan temel hümanistik kavramlara değinilir. Ayrıca sanat deneyiminin hakikat bağlamında analizi yer alır. İkinci tema; yapıtın merkezi ilgisini oluşturur.” Anlama” nasıl olanaklıdır. Kitabında insan bilimlerinin keşfi yerine getirilmesi ilk görev olmakla birlikte virgs.gif o çok daha zor olan “anlama” nın bizatihi kendisinin nasıl mümkün olduğuna yoğunlaşır. Buradan virgs.gif anlamanın hangi türünün insan bilimlerine uygun olduğu sorusuyla ve dolayısıyla evrensel anlamanın kendisinin ne olduğu sorusuyla ilgilenmeye sürüklenir. Onun bu soruya cevabıvirgs.gif bütün anlamanın hermeneutik olduğu ve bu yüzden virgs.gif anlamanın doğasıyla ilgili bir analizin “evrensel heremeneutik” in analiziyle örtüştüğüdür.
Gadamer heremeneutik’i; “sonluluğunu/sınırlılığın ı ve tarihselliğini oluşturan ve bu yüzden dünyayla tecrübesinin tamamını içeren Orada –varlık’ın hareket halindeki temel varlığı” olarak tanımlar. Bu yüzden hermeneutik inceleme Varlık incelemesi ve nihai noktada dil incelemesidir; çünkü anlaşılabilen varlık dildir. Ona göre insan bilimlerinde anlamanın dil ortamında incelenmesi gerekmektedir. Anlamanın dilselliği Gadamer’in yaklaşımının anahtarıdır. Hakikat ve Yöntem’de insan bilimlerinin doğasını keşfetmek amacıyla yola koyulan Gadamer şu kapsayıcı sorunlar dizisinin tartışmasına girişir; estetik deneyimin doğasıvirgs.gif oyunun rolüvirgs.gif insan bilimlerinin ve ontolojinin tarihi. Dil Gadamer’in tartıştığı bütün konuları gölgede bırakır. Onda dil sorunu ontoloji sorununun yerini alır. Sanatvirgs.gif oyun ve insan bilimlerinin doğası. Eserin ilk iki bölümünün konusu sanat deneyiminin incelenmesidir. Gadamer’in amacı insan bilimleriyle ilgili bir kavrayışın 19.yy. ın yönteme dar ilgisinde ve doğa bilimleriyle ilişkisinde değil virgs.gif “kesintiye uğramamış bulunan retorik ve hümanist kültürde” yattığını göstermektedir.Ancak bu gelenek kesintiye uğradığından söz konusu geleneği yeniden ele geçirmek gerekir. Gadamer’in sanat tecrübesinin analizinde öncelikli amacıvirgs.gif bu tecrübede bulunan anlama tarzının virgs.gif insan bilimlerindeki anlama tarzına doğa bilimlerinkinden daha yakın olduğunu göstermektir. Sanat deneyiminin iki karakteristik anlama tarzı; Estetik deneyimde anlama daimavirgs.gif anlaşılan başka bir ilişkide gerçekleşen kendini –anlamadır. Ve estetik deneyim daimavirgs.gif onu yaşayanları kendi hayat kontekslerinin(bağlamının) dışına çıkararak varoluşlarının bütünüyle yeniden ilişkiye sokar. Gadamervirgs.gif bu iki özelliği belirledikten sonra virgs.gif estetik deneyimin bir oyun türü olduğunu iddia ederek virgs.gif dar anlamıyla estetikten oyun analizine döner. Oyun analizivirgs.gif araştırmakta olduğu “anlama” kipinin üç ilave özelliğini gözler önüne serer: *Oyun daima öznesizdir. Yani oyunun onu oynayanların bilincinden bağımsız kendine ait bir özü vardır. *Oyun daima kendi – kendini temsili içerir *Oyun daimavirgs.gif şimdiki olana katılmayı gerektiren bir katılımcı seyirciyi içine alır. Gadamervirgs.gif sanat oyununun özünün temsil ya da yeniden üretim olduğunu ve bunun aynı zamanda herhangi bir türden okumanın da özü olduğunu öne sürdüğünde apaçık hale gelir.
Hakikat ve Yöntem’in bir sonraki bölümünde Gadamervirgs.gif şimdiki teziyle yakından ilgili bir dizi eleştiri hamlesinde bulunur. Ovirgs.gif 19.yy. a ait bir çok eserle virgs.gif çalışmaları insan bilimlerinin kendi kendilerini anlamalarının şekillenmesini etkilemiş bulunan 20.yy. düşünürlerini ele alır. Bu eleştiriler önemlidir ; çünkü bunların her birinde Gadamervirgs.gif olgucu nesnelciliğin kaba aşırılığından kaçınan düşünürlerden övgüyle söz ettiği halde virgs.gif bu düşünürlerin her birinin yine de kendi teorisine olguculuğu taklit eden bir objektivizm soktğunu ortaya koyar. Bu düşünürlerden her birini yeri geldiğinde eleştirerek Gadamervirgs.gif insan bilimlerinin virgs.gif objektivizmi bütünüyle silip süpürerek ortadan kaldıran ve mutlak/kesin temellere herhangi bir başvuruyu reddeden ana hatlarını sunar. Dilthey ve Husserl bağlamındaki yaklaşımı şudur. Dilthey her ne kadar bilmenin tarihsel ve bilimsel kipleri arasında bir farklılık olduğunu kabul ediyorsa da virgs.gif buna rağmenvirgs.gif doğa bilimleriyle sosyal bilimler için aynı objektivite/nesnellik iddiasında bulunur. Diltehey’ın düşüncesindeki bu objektivizmvirgs.gif Husserl’in fenomenolojisiyle aşılır . Husserl’in yaşantı/hayat –dünyası kavramı virgs.gif yaşantı-dünyasını bütün bir bilmenin kaçınılmaz temeli olarak konumlandırdığı için her tür objektivizmin antitezidir. Fakat Husserl’in yaklaşımı da kusurludur. Husserlvirgs.gif önemli bir insan bilimlerini yaşantı- dünyası analizi içinde temellendirme ve yaşantı- dünyasının nesnel bilimden önce geldiğini gösterme hamlesi yaptığı haldevirgs.gif hem Husserl hem Dilthey virgs.gif spekülatif idealizm ile deneysel konum arasındaki gediği kapatmayı başaramazlar; çünkü tecrübe kavramı her ikisi için de öncelikle epistemolojiktir.
Gadamer için Heidegger şunları öne sürek onları aşar: Anlama Dilthey’daki gibi virgs.gif ruhun eski çağlarında benimsenen tekedilmiş bir insani tecrübe ideali değildir; üstelikvirgs.gif Husserl’deki gibi virgs.gif üzerinde kafa yorulmayan hayatın bönlüğü karşısında felsefenin son yöntemsel ideali de değildir; tam tersine o virgs.gif bu-dünya-içinde- varlık olan Orada – varlık’ın gerçekleşmesinin orijinal formudur. Hermeneutik tecrübenin doğası. Gadamer Heidegger’in öğrencisi olarak onun yaklaşımından yararlanmıştır. Heidegger’in yaklaşımındaki üç ana unsur üzerine odaklanır.
1.Heidegger’in varlığın ufkunun zaman olduğu düşüncesini kullanarakvirgs.gif Husserl’in tranzendantal fenomonelojisinin temel probleminden kaçınır. Husserl’in özne ve nesne tartışması özneyivirgs.gif bir seyirci virgs.gif dünyada hiçbir yeri bulunmayan biri olarak dünyanın dışına çıkarır. Heidegger bunu virgs.gif anlamayı diğer kişiyle iletişim probleminden kurtararak değiştirir. Onun temel ontolojisi sağlam olarak dünyanın kendisi içinde durur. Ovirgs.gif insanların varolma tarzlarına ve nesnelerle dünyada karşı karşıya gelinme tarzlarına titiz bir dikkat harcar. Bu öngörü virgs.gif Gadamer’in “dünyaya atılmışlığın hermeneutiği” diye adlandırdığı şeyin temeli haline gelir. O virgs.gif Husserl’e karşı virgs.gif insanın kendi varlığıyla hiçbir tercih edilmiş ilişikinin virgs.gif bu varlığın dünyaya atılmışlığının ötesine geçemeyeceğini öne sürer. Gadamer daha sonravirgs.gif Heidegger’in yaklaşımının bu unsurunu virgs.gif anlamın tarihselliği etiketi altına kendi kuramıyla birleştirir.
2. Heidegger’in çalışmalarının Gadamer’in yararlandığı ikinci unsuruvirgs.gif anlamanın zaten mevcut- yapısı/ön-yapısı kavramıdır. Bu unsurvirgs.gif Gadamer’in hermeneutik’e yaklaşımının köşetaşı durumundaki “önyargı” (prejudice) kavramıdır. Gadamervirgs.gif bütün bir anlamada önceden varolduğu kabul edilen önyargının keyfi olmadığı iddiasını geliştirmek için Heidegger’in “zaten mevcut-yapı/ön-yapı” anlayışına dayanır. O bunu şöyle dile getirir: Fakat anlama tam gizli gücüne yalnızcavirgs.gif kullandığı ön-anlamlar/zaten mevcut anlamlar keyfi olmadıklarında ulaşır. Bu yüzdenvirgs.gif yorumcununvirgs.gif yalnızca anında emrine amade ön-anlama dayanmak suretiyle metne dolaysızca yaklaşamayacağıvirgs.gif aksinevirgs.gif açıkça içinde ön-anlamların meşruiyetinivirgs.gif yani kaynağını ve geçerliliğini gözden geçireceği tabii ki doğrudur.
3.Heidegger’in yaklaşımının Gadamer’in ilgisini çeken üçüncü unsuruvirgs.gif hermeneutik daire anlayışıdır. Diğer hermeneutik filozoflarının aksinevirgs.gif Gadamer’in hermeneutik daire konusu üzerine yazmaması anlamlıdır. Bunun nedenivirgs.gif Heidegger’in kavrama getirdiği tanımda bulunabilir. Heideggervirgs.gif hermeneutik daireninvirgs.gif metedolojik bir problemi tanımlamadığı için bir dezavantaj/sınırlama olmadığınıvirgs.gif başka bir söyleyişlevirgs.gif “fasit” daire/”kısır” döngü olmadığını açıkça ortaya koyar. Yalnızca özne ve nesne karşıtlığına göre dile getirildiğindevirgs.gif hermeneutik daire “fasit” daire olarak sahneye çıkabilir. Bununla birliktevirgs.gif Heidegger hermeneutik daireyivirgs.gif ‘anlamadaki ontolojik yapı unsuru’ olarak tanımlar. Heidegger için olduğu kadar Gadamer için de hermeneutik daire bir “formel/mantıksal daire” değildirvirgs.gif hermeneutik daire anlamayıvirgs.gif geleneğin deviniminin iç oyunu (interpiay) olarak tasvir eder (Gadamervirgs.gif1975: 261).

Gadamer Heidegger’i izleyerek hermeneutik daireyi ‘çözülmesi’ gereken metodolojik bir problem olarak değilvirgs.gif anlamanın ontolojisinin zaruri ve olumlu bir unsuru olarak tanımladığı içinvirgs.gif çalışmalarında bu konuyla ilgili hiçbir kapsayıcı tartışma yoktur. Bunun yerinevirgs.gif ‘geleneğin deviniminin iç oyununu’ ve ondan doğan sonuçları tanımlama girişimi vardır.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18