ZATEN
Gidene dur demeye gücün yetmez bazen
Giden gidecektir zaten
Bazen sevmekten korkarsın
Tutamazsın kendini aşık olursun
Sevene sevme diyemezsin
Seven sever zaten
İçin sızlar her ölümden sonra
Ölene ölme diyemezsin
Ölen ölür zaten
Dönüp arkana bakarsın
Bıraktıklarını hatırlarsın
Zamana dur diyemezsin
Zaman geçer devir döner
hayat biter zaten
MUSTAFA ERBİR
Yağmur gözlüm ben buradayım.
Şırıltın geliyor kulaklarıma
Rüzgarın uğultusuda cabası
Duyuyor musun sende beni
Ben rüzgarla çalan ıslığım
Ben senin olduğun her yerde
Yağmurun tam ortasındayım
Kuraklıkları çıkardım hayatımdan
Ben hep sırılsıklam, hep gözünün altındayım
Yağmur gözlüm hissediyor musun?Bak yanı başındayım
Kod:
[FONT=Franklin Gothic Medium][SIZE=4]Her yaprak düşer ama[/SIZE][/FONT]
[SIZE=4][FONT=Franklin Gothic Medium]Sen dalı ayaza bırakma[/FONT][/SIZE]
[SIZE=4][FONT=Franklin Gothic Medium]Her hasta acır ama[/FONT][/SIZE]
[SIZE=4][FONT=Franklin Gothic Medium]Sen yara kanatma[/FONT][/SIZE]
[SIZE=4][FONT=Franklin Gothic Medium]Her iki elim mor ama[/FONT][/SIZE]
[SIZE=4][FONT=Franklin Gothic Medium]Sen tut tek, bırakma[/FONT][/SIZE]
InsaAllah hersey gonlunuzce ve dilediginizce olur..
Cok hos ve her yurege hitap eden satirlar..Tesekkurler...
Siperler kazıyordum hiç durmadan
Saklayabilmek için içimdeki seni..
Bilmiyordun titreyen namelerle
Kalbime atıp da gittiğin çizikleri...
Sen sızıyordun oysa sesinle
Değdiğin her milimetrik çatlaktan içeri..
[Ask okudum aska-siteme geldim..Bualndirdigim icin affola]...
[i]Gülmek "SAFTIR" denme riskini göze almaktır.[/i]
[i] Ağlamak ise "DUYGUSAL" görünme riskini...[/i]
[i] Birine yakınlaşmak "KENDİNİ KAPTIRMA" riskini göze almaktır.[/i]
[i] Sevdiğini söylemek "SEVİLENİ YİTİRME" riskini...[/i]
[i] Duygularını açmak "KENDİNİ ORTAYA KOYMA" riskini göze almaktır.[/i]
[i] Düşüncelerini söylemek ise "DOKUZ KÖYDEN KOVULMA" riskini...[/i]
[i] Umutlanmak "HAYAL KIRIKLIÄžINA UÄžRAMA" riskini göze almaktır.[/i]
[i] Sevmek ise "KARŞILIK GÖREMEME" riskini...[/i]
[i] Ama riskler alınmalıdır, çünkü hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır. [/i]
[i] Çünkü Yaşamak "ÖLME" riskini göze almaktır.[/i]
K€$K!NßI¢@K Adlı Kullanıcıdan Alıntı:
[Ask okudum aska-siteme geldim..Bualndirdigim icin affola]...
Ben 2 kere belkide 3-4 kez okuyor oluyorum.
Hepsi zaten benim seçdiğim bazende yazdığım el emeği göz nuru.
Şimdi buraya nakil ediyorum
Bir Acaip Duygu:AŞK
İnsan yaşamı boyunca birçok duygu yaşar. Bir bakmışsınız heyecanlanmış, sevinmiş, utanmış, bir bakmışsınız üzülmüş, korkmuş, hüzünlenmiş insan. Ve bunlar gibi birçok duygu aralıklarla girer insan yaşamına. Bu duyguların etkisi kısa sürelidir çünkü alışılmış duygulardır bunlar. İnsanlar bu duyguları yaşarken hayatlarını normal bir şekilde sürdürebilirler de aynı zamanda.
Ama bir acayip duygu vardır ki insanın hayatında onu tek bir sefer yaşarlar. Duygusuz diye tanımladığımız insanlar bile bu duyguyu yaşamaya başladıklarında bir acayip olurlar. Etkisi de uzundur baya kalır insanın bünyesinde. Ve diğer tüm duyguları içinde barındıran bir duygudur bu.
Tüm duyguların dengesini değiştiren bu duygunun ne zaman geleceği de belli olmaz. Çat kapı gelir. Bazı zaman platonik bazı zaman da karizmatik olur bu duygu insan bünyesinde.
İnsanın içini ısıtan, gülümseten veya ağlatan hiç olmayacak işler başına getiren bu duygu sayesinde birçok hikaye yazılmış birçok şarkı söylenmiş, birçok film yapılmış, birçok çiçek anlam kazanmış, birçok kişi intihara kalkışmış, bir çok kişi aklını kaçırmış, birçok imparatorluk yıkılmış, birçok savaş çıkmış. Bu duygu bir sektör yaratmış ve birçok kişinin para kazanmasını sağlamış.
Hiçbir duygunun taraftarı yokken bu duygu kendine taraftar da toplamış. Bu duyguya inananlar ve karşısında inanmayanlar. Bir süre sonra biteceğini söyleyenler ve hiçbir zaman bitmeyeceğini söyleyenler…
Kısacası Ademoğlunun çözümleyemediği belki de bundan sonra çözümleyemeyeceği Aşk duygusu illaki bir gün sizi ziyarete gelecek. Kaçış yok.
Geldiğinde kendinizi serbest bırakmak o duyguyu kabullenmek ve yaşamak en akıllıcası. O duyguya direnmek ise insanın en sancılı zamanları...
Erdem Özbay
Heyben acıyla dolar da; Nefes alamazsan,
Gel! Huzur bulacağın kıyılarım senindir.
Umutların solar kurur da; su bulamazsan,
Beraber sulayalım, gözyaşlarım seninidir.
Yalnızlık hep koynunda, bir türlü atamazsan
Anahtar her zamanki yerde; evim senindir.
Derin Bir düşe düşersen; bir el bulamazsan,
Yanındayım ben! Tut elimi; elim senindir.
Siyah beyaz olurda hayat; renk katamazsan,
Gök kuşağın olurum. Tüm Renklerim senindir.
Aylar hep Eylül olur; nisanı bulamazsan,
Tarlam dolu dolu! Kır çiçeklerim senindir.
Rahatlamak isteyip kimseye kızamazsan,
Kopar yırt! sararmış şiir notlarım senindir.
Fırtınaya tutulur; bir liman bulamazsan,
Demir at sineme dostum! koylarım senindir.
Kanadın kırılırda; maviye uçamazsan,
Ne güne duruyor al! kanatlarım senindir.
Çaresiz çilelere; bir umut bulamazsan,
Kendime etmediğim; dualarım senindir.
ALINTI
Bedenin yükünü ayaklar taşır,ruhun yükünü yürekler..
bütün ağırlığınızı ve yorgunluğunuzu kaldıran ayaklarınız için rahatlığı ve şıklığı bir arada barındıran ayakkabıyı seçersiniz.
İçinizin acılarını,sıkıntılarını,kırgınlıklarını ve hayallerini yüklenen
yüreğiniz için de huzur verici ve "güzel" bir aşk ararsınız.
Zaten aşklar da ayakkabılar gibidir...
Bazıları çamur yağmur,toz toprak kar buz gibi her türlü "kötü hava"koşullarına dayanıklıdır.
Bazıları ise ummadığınız kadar kısa zamanda çabucak "yamulur"ilk yağmurlu havada"altı açılır" veya güzel havalarda bile "iki günde bozulup"gider.
Aşkları da ayakkabılar kadar "itinayla"seçmezseniz,tıpkı ayağınızda olduğu gibi yüreğinizde NASIR oluşabilir.
Dar gelen bir ayakkabıyı sadece tarzını beğendiğiniz için "zamanla
açılır"diyen satıcıya inanarak alırsanız,zaman içinde ayak
kemiklerinizde "deformasyon" başlar.
Ruhunuzu daraltan bir aşk içinde yalnızca fiziksel beğeniye kapılıp"zamanla düzelir"diyenlere kanarsanız, yine zamanla içinizdeki olumlu duyguların
"çarpıldığını"görebilirsiniz.
Aşık olabileceğiniz insan türü,tıpkı ayakkabılar kadar değişik stillerde,farklı kalitelerde ve sayısız "renktedir"....
Aşkı bir çeşit serüven olarak"spor"gibi yaşayanlar,aynen "spor ayakkabı"gibi dikkat çekici ve rahat kişileri bulurlar.
Tersine aşkta tutucu ve istikrarlı olmayı benimseyenler "klasik ayakkabı"gibi muhafazakar çizgiler taşıyanlara tutulurlar.
Dekolte ayakkabılar gibi sadece cinsellik ve eğlence zevkleriyle ateşlenen aşklar vardır."Bez"ayakkabılar gibi kısa ömürlü "tatil aşkları"ise hemen herkesin kişisel tarihinde mevcuttur."Marka"ayakkabı alır gibi,sevgilinin kariyerine ve maddi durumuna "tutulan"aşıklar görürsünüz.Katı plastikten "yağmur çizmesi"edinir gibi mantık süzgecinden geçirip "işe yarar" biçimde yaşamak isteyenleri de bilirsiniz.
Ayrıca ne tuhaf ki,psikolojik testlerde "zaafı"olup evine sayısız çeşitte
ayakkabılar yığan insanların aynı zamanda "değişik" türde aşklara da
zaafı olduğu söylenir.
Evet,aşk "ayakkabıdır"Aynen ayakkabınıza bakım yapmayıp "hor"kullandığnız zaman kolayca eskittiğiniz gibi,aşkınıza da dikkatli davranmayıp özen göstermediğiniz zaman kısa sürede "eskitirsiniz".Ve nasıl ki"delik"bir
ayakkabıyı tamir ettirdiğinizde yalnızca"bir miktar"ömrünü uzatmış
olursanız;"delik"bir aşkı onarmaya kalkıştığınızda da "asla eskisi gibi
olmayacaktır"!
CAN YÜCEL
Üzme beni, sakın üzme yüreğimi…
Seni sevdi ya hani bir kere, bunu fırsat bilip sakın kırma, kırdıkça umursamamazlık yapma hayatımın kadını. En çok sen kırdıkça karanlıklara karışan kalbim soluklaştırır gözlerimdeki gözlerini; bu yüzden…
Bu yüzden n’olur üzme beni.
Sen sevgili, sensin yüceltecek kalbimi yada… Yada sensin aslında bir anda yerle bir edecek tüm senli düşlerimi ve sevgimi… Yani yine sensin yüceltebileceğin kalbi parçalayabilecek güç sevgili.
Parçalama kalbimi…
Üzme beni, n’olur üzme sevgili…
Sen her üzdüğünde bir parça ben daha kaybolur karanlık sularda ve yavaş yavaş soğuk sulardaki boğuluşunu izler çaresiz yitip gitmiş ruhum da; gözlerimde yağmurlar usul usul gider ellerim ellerinden yar.
Yar soğuk sulara esir etme yüreklerimizi…
Bırakma ellerimi sevgili, göster bana anlayamadığım sevgini.
Gitmeme izin verme, kadın olan yanını bu anda çıkar işte ve tut sıkıca sarıl bana. Tut ki kal kollarımın arasında. En huzur bulduğum yer ya hani kalbin huzursuzluğum olup çıkma n’olur, n’olur hep aynı kalsın yüreğimdeki yerin.
Verdiğin değeri göstermek zor gelmesin sana sevgili, kadın olan verdiği değerle gösterir sevgisini… Başkaları varken de yüceltmesini bilmezse sevdiğini, ne erkek görür yerini ne dünya anlar kadının kalbindeki adamın yerini.
Silikleştirme görebildiğim yüreğini, silikleştirme gözlerimdeki gözlerini.
Seviyorsan, bunu a göstermekten çekinme n’olur, çekinirsen eğer sorgulamaya başlar kalbim çünkü… Çünkü o zaman neredeyim ben soruları çıkar gün yüzüne de çıktıkça biraz daha geriye çekilir kalbim. Dur der yüreğindeki çoşkuya ve susturur ağır ağır. Gün gelir o bile anlamaz ne zaman bitmiş her şey ve ne zamandan beri değer verilmemeyi umursamaz kadın.
Çok şey değil ki istediği kalbimin. Senin isteklerinden farklı değil ki yada. Neden beklemek bu kadar kolayken yüreğine yapmak zor gelir sana anlamaz benliğim.
Sen sevgili, sensin yüceltecek kalbimi yada… Yada sensin aslında bir anda yerle bir edecek tüm senli düşlerimi ve sevgimi… Yani yine sensin yüceltebileceğin kalbi parçalayabilecek güç sevgili.
Bu yüzden lütfen üzme beni...
ALINTI