:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Kömen şiirleri
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41
Sen Bu Sevdayı Taşıyamazsın

Sence bir değerim kalmadıysa güzelim
Açıver kapılarını deli rüzgarların
Beni boranlara bırak,
Bırak ki, savrulup yiteyim
Uçuşan hazan yaprakları gibi.,,
Beni, yalan sevmelerin savuruşuna alıştır

Yaşam bir damlacık su, iki adımlık koşu yoludur
Beklemelerdir, asıl insanı öldüren
Bulutsa bulut, rüzgarsa rüzgar
Döküver boranlarının en karasını üstüme
Estir en öldürücü afetlerini, yaşat dilediğince...
Beni, depremlerinin yıkılmışlığına alıştır

Doğasıdır fırtınaların gelip gitmesi
Tutulamaz ki bulutun rengi, rüzgarın sesi
Bunun adı toz duman, paramparça savrulmaksa eğer
Basıver tetiğine ayrılığın..
Beni, yüreğimin tam ortasından vurulmalara
Beni, sevdanın sarı dolamalı ölüşlerine alıştır

Sevgisiz, çiçeksiz, mavisi olmayan bahçelere
Girme geleneğim yoktur benim,
Sırnaşmayı da sevmem, yabanıl sevdalara
Sen bu sevdayı,
Sen bu duyguyu taşıyamazsın güzelim,
Beni sensizliğe,
Beni yokluğuna
Bana kendini unutturmaya
Ve beni, sen gibi
Yalan sevdaların,
Yalan mavisinde uçmalara alıştır

Sen, bu sevdayı taşıymazsın güzelim
Sen bu sevdayı taşıyamazsın

KÖMEN
Sen Gideli Yar

Sen gideli yar günü ayı bilmez oldum
Yüreğim yürek değil artık bin yara.
İçime işleyen kurşun oldu türküler
Çağrılarımı yıdızlar da duydu yar…

Kanamalı yüreğimin acısı içinde
Ben seni beklemedeyim.
Karardı düşlerim sen yoksun.
Seni dinlemedeyim,
Bana bir ses ver ne olursun yar

Gecelerin içinde bir çiçek
Hem kanıyor, hem ağlıyor…
Dallarda donakaldı bahar…
Özlemim ve umutlarım kanter içinde.
Cemre düşeli hayli zaman oldu...

Kelebekler, kurtlar kuşlar güneşini bekliyor…
Yelkenler rüzgarı, yaşam yağmuru…
Ben seni bekliyorum.

Mezar taşları duydu beni
Sağır sultanlar bile…
Sen beni duyuyor musun
Neredesin, kiminlesin, nasılsın

Susuz toprak nasıl bekliyorsa yağmuru,
Renklerini yitirmiş bütün çiçekler
Yağmur duasında şimdi çayır-çimin elleri
Güvercin gagasında minicik bir zetin dalı…
Seni bekliyorum yar

Kuruyan çimdemisin,
Solan çiçektemisin
Kuru kıraç yerdemisin…
Nerdesin
Nerelerdesin
Yazgımın al bahar mevsimi
Sen gideli günü ayı bimez oldum
Bana bir ses ver ne olursun yar

KÖMEN
Sen Olmayınca

Gündüzler ve geceler taşınmaz bir yük oluyor
Sen olmayınca dirimim
Ne kağıt kalem gülüyor yüzüme
Ne gecelerin fisunu

Bulutlar sarıyor dörtbir yanımı
Ne göklerin gürlemesi
Ne pencereme çılgınca vuran yağmurun sesi
Üşütüyor beni sensizlik
Sen olmayınca zaman duruyor
Dünyamda ölü bir sessizlik
Yok oluyor duvardaki saatin titktakları
Bir kasafetin boğuntusunda
Yazgının çıkrığında yükseliyor başkaldırı
Üşüyorum dağdağalı yangınlarda
Ve sensiz yaşanmıyor dirimim

Hangi ölük gezegendeyim bilmem ki
Yaşamakla ölmek arası
Dönence burçları da yalancı
Nerede benim Çolpanım
Yoksa o sevgili benim
Bu yürek benim yürek mi değil

Gündüzler ve geceler taşınamaz bir yük oluyor
Sen olmayınca dirimim
Ne kağıt kalem gülüyor yüzüme
Ne gecelerin fisunu...


KÖMEN
Bak ben geldim,
Kaç kez geldim, kaş kez..
Ama sen!
Sen yoksun
.

SEN YOKSUN

Her gelişimde
Seninle o ilk buluştuğumuz yerde
Alışmışım bulmaya seni
Bense günaşırı gelmeyi sürdürüyorum
Senin kokun, senin ayak izlerin
Yitmesin diye oracıkta
Ama, Sen!
Sen yoksun

Birlikte oturduğumuz
Ağacın gölgesinde seni bekliyorum
Geliş yollarına umudumu ekerek..
Bakışlarım yollarına dalar gider
Yollar nasıl da incelerek uzuyor
Ve kayboluyor uzak ufuklar ötesine doğru...
Her gelişimde buraya
Yanıma, yanıbaşıma
özlemini, düşünü ve resmini koyuyorum
Hiç yalnız bırakmıyor beni düşlerin
Bunlarla konuşuyorum
Bunlarla teselli buluyorum
Ama, sen!
Sen yoksun

Öyle çoğalıyorsun ki
Öyle de artıyorsun kendinden
İçim dışım,yanım yörem sen oluyorsun
Burada kımıltısız seni bekleyen adam
Ben değilim sanki
Sen oluyorsun
Sen soluyorsun
Sen konuşuyorsun
Sen gülüyorsun...
Gözlerimin içine içine...
Kendimde yitiyorum
Düşlerimin derin maviliğinde
Ve düşlerimden uyanışım vuruyor
Umudumu tam orta yerinden
Yanıma, yöreme bakınıyorum
Her yan ateş denizi
Ben yanıyorum
Ben üşüyorum
Amai sen!
Sen yoksun

Bir kara bulut çöküyor üzerime
İçime doluşuyor islim islim
O ilk buluştuğumuz yer
Yüreğime akıyor bir lav gibi...
O ağac,
Bize gölgesini veren o ağaç
Can alıcı bir dev
Ve gölgesi donduran bir buzul oluyor
Dışım donuyor, içim köz kundağı
Sen yoksun, yüreğim kanıyor
Ama, sen!
Sen, yoksun işte..
Sen yoksun sevgili

Sen yoksun

KÖMEN
Sende mi Yolcusun Sevgili

Daha düne kadar yüreğimdeydin,kımıl kımıl...
Oysa bu gün başını alıp gitmekten söz ediyorsun
Yine beni bitimsiz arayışlara mı iteleyeceksin.
Biliyorum, hala beni düşünüyorsun
Ve sevgim, sen hala içimdesin
Suskunsun bilirim
Çevriklerin çıkılamaz dönüşündesin

Bana bir şey söyleme artık
Anladım ki gideceksin
Bilirsin ayrılıklar karanlıkların şölenidir
Korkuyorsan sevmekten
Ürkütüyorsa sevilmek seni
Sen bilirsin

Yine de yurtlandığın yüreğimde kal derim ışık ışık
Aydınlığı sevdiğimce karanlığı da severim
Uzaklara gitme sevgili
Duygularımın ılgarında ol
Belki bir gün
Nadan olurda geri gelirsin.

Sevgili beklemek zamanın ölümüdür
Zamanla yaşar da ölmezsem eğer
seni dünkü yüreğimce katıksız
Dünkü düygularımca sıcacık
Umutsuzluğu umut yapar beklerim

Şimdi özleminin hüzün şölenindeyim
Hissettirmeden yokluğunu
Geri dön derim sevgili

KÖMEN
Seni Bana Melekler Gönderdi Ak Güvercinim

Seni bana sevgi ve dostluk meleği gönderdi ak güvercinim
Kanat çırptın, yorgun düştün, yıprandın
Yüreğinden vurdular seni dahası
Gönlünü kırdılar, kalbini kanattılar
Nice yalanlar yaşadın, sonu gelmeyen yalanlar...
Sustun, sustun acılarını içine gömerek
Ama pes etmedin ak güvercinim
Seni bana sevgi meleği gönderdi
Dost yüreğe, dostça yakınlaş diye
Seni bana, dostluk meleği gönderdi ak güvercinim

Minicik bir zeytin dalı idi bana verdiğin ilkin
Minicik bir zeytin dalı
Ve bir çilekti, hilalinle aydınlanan efsun
Papatyaları korunak yaptım düğüm düğüm
Hilalin aydınlık yüzünden güvendi yansıyan
Ve bir umuttu ışık ışık gördüğüm...

Ah benim melek soylu ak güvercinim
Bana yaşanmamış baharları taşıdın kanatlarında
Seni çok sevdim
Baharına uyarlandım,baharınla canlandım
Sana masmavi düşlerimi getirdim
Al senin olsun
Al senin olsun binbir renkli güzellikler
Bana sadece, bana sadece taze baharından bir yer ver
Sevgini ver, dostluğunu ver
Suskun, sesiz gecelerimde
Bana visalini ver

Seni bana sevgi ve dotluk meleği gönderdi ak güvercinim
Minicik bir zeydin dalında
Bana yaşanmamış baharlarımı taşıdın
Seni bana sevgi melekleri gönderdi ak güvercinim

KÖMEN
Seni Dumanlar içinde de Seviyorum

Kanarcasına yalın ateşe yürümektir sevi. Bir bakıma güvercin kanatlarıyla geliyordu sevinin çağrıları mısra mısra... Böyle işte...

Buraları yağmursuz kalmazdı, yağardı yaz olsa bile... Oysa sonbahardayız artık yağmurun damlası bile yok...Ve nice geceler uykularımızı ekmek bıçağı ile bölüp paylaşarak, visal sağnaklarında nasıl da sırılsıklam olurduk..
Anımsadın mı? Şarkılara-şiirlere bir bir kulak verişimiz vardı ki...Yoksa unuttun mu?

Az önce pencerimi açarken gece uzun siyah ipekli şallar gibi odama nasıl da sağılıyordu ve nasıl da uyarlanıyordu tan basımlarına...Titriyor ve epriyordu gece...Tatlı bir sabah yelinin akışında yorgun gözlerime, sevgilinin saçlarını omuzlarına aşağıya salışının gecesi çöküyordu...Aslında sevgiliyi düşlemekten, sevgilinin saçlarını her çözüşünde tan basımına ermenin mutlu yorgunluğu düşerdi gözlerime,

Tam unuttum sandığım bir anda, apansız sen düşersin aklıma. Her nefeste üfürdüğüm dumanda sen sinersin gözlerime.. gördüğüm kadar sigaraya yeniden başlamama kızıyorsun. Kaç sigarayı yaktım ve iki duman sonrası bastırdım kültabağına... Gülüyorsun kırılmış sigara dumanında bile.. Anladım kurtulamayacağım, seni kırılmış sigara dumanlarında gülerken görmekten...

Oysa, uzaklığın özlemindi, içimdeki ateşin dumanlarıydı sana üflediğim... Senin sevindi, her nefeste içime doldurduğum... Senin özlemindi beni dumana tutsak eden... Sana ulaşamamaktı duman içre duman oluşum...Ve Senin dumanlar arasında gülüşünce duman olmaktı gözlerinin ılgarında...

Artık hem kızabilir, hem de gülebilirsin dumanlar içinde... Çünkü seni öyle de seviyorum...

KÖMEN
Seni Her Anışım Şiir oluyor


Kalemimden kan değil
Yürek dolusu sevgi damlıyor benim
Karanlıklarımı aydınlatan düşlerime
Kutlu sevgileri emziriyorum

Canciğer parem bir tanem
Seni her anışım şiir oluyor
Bitmesin esinlerin, düşelrim bitmesin istiyorum
Bak yine içim içime sığmıyor
Yine seni yazıyorum

Duygularımın terlemesidir şiirlerim
Havai fişekler gibi patladı patlayacak yüreğim
Ve sevdamı büyütüyorum içimde alabildine...
Özleyişle dopdolu, masmavi
Ah sevgili!
Uyandırma beni düşlerimden
Yine senli şiirlere gebeyim

KÖMEN
BİR İHVAN SOFRASIDIR AŞK-3

Sevgili sen şiirsin, şiirlerin en güzeli. Yaz aylarında dağ başlarını tutan ışıklı duman gibi sade ve güzelsin... Gözlerin yeni parlayan yıldızları anımsatıyor... Ürkek ve çekingen adımlarla gecelerde salınan... Okumak seni bir renk çağlayanı içinde mümkündür.. Sedef beyazlığa atılan imza, ipince bir şiir gibisin....

Halbuki ben isterdim ki, beni ve seni de
Bu kapkara sevdanın kutsal ateşi yaksın
Cenneti de dünyada buldum, cehennemi de
Beni yıllarca yaktın, daha mı yakacaksın
Akşamlı zamanlarda dal ucu esintisi, yaprak yeşili ve çam kozakları... En karanlık ve ayrılık akşamının dağ ucu sofrasında, sen bir portakal dilimi gibisin... Güzelliğin, tatlılığın bu ihvan sofrasının en güzel ikramı...
Pembe bir gül gibi giysilerinden sıtrıl çık
Saçların omuzlarındam dalga dalga aksın
Sonra seyret kendini aynada açık saçık
Bunca neden sevildiğini anlayacaksın
Ne güzel duruyorsun akşamın izdüşümünde... Sen şiirsin bengisu aralıksız dizler içinde... Gözyaşlarıyla yazılan yanık bir ses senin adını fısıldıyor... Günler geçip gidiyor kuruyan ırmaklarda... Ve bir saksıda iki el, geceye tırmanıyor... Şiirin devam ediyor can çiçeğim, çükü sen şiirsin...
Bir yönde dal açan erik çiçekleri
Bir özde ymde yaprak yaprak dökülen hüzün...
Ahh! sevgili, nir anda akla gelen masallar gibisin. Seni düşünmek insanı mutlu ediyor bahar akşamlarında

KÖMEN
BİR İHVAN SOFRASIDIR AŞK-2

-Biz tutsak iki kuş gibiyiz. Aynı kafeslerde, aynı enleminde dünyanın... Yanyanayız.. Tüm umutlar kanatlarda kalmış... nice geceleri çırpınmadayız. Lakin kurtulmak için ne sende cesaret, ne bende kuvvet var bize destek. Yazgı ağlarını örmüş bi kere... Çaresiziz... Çaresiz katlanmak gerek.

Yazının, sözün, her şeyin hızı kayboluyor sen varken.. Hüzün yumakları yüreğimde senin için örülüyor... Sen tutuyorsun yağmur bulutları gibi görebilme sınırlarımı... Gökyüzünün aşk içre gözyaşıdır dökülen... Senin o saf, o sedef ve bembeyaz aynana...Çünkü sen bitirilemeyen bir şiirisin yüreğimin...

Ah sevgili ! Maviler yeşile öyle teğet ki, Açmış kanayan kalbin yarası, kırmızı güllerin dikeli dallarında... Bazan renkler gibi keskin bakışlar, bazan enginlerin sonsuzluğu gözlerinde...

Bir beyaz çizgiden, bir mavi yeşil kuşatmayla anılar, tomur tomur doğan güne çıkıyor... Cemereler ve sabah esintileri ilkbaharı dal uçlarına taşımakla uğraşırken, binbir gece masallarından bin renkli düşlerde devinen aşkın ve yazamadığım şiir deviniyor...

Bu bir ihvan sofrasıdır sevgili...Tadına varana ne mutlu

KÖMEN
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41