BENİ UZAKLARDA ARAMA
Neden beni uzaklarda arıyorsun?
Bir başka agaçın gölgesinde
Bir başka çölde
Bir başka rüyada arıyorsun ki
Ben sana uyarlanmışken sen beni uzaklarda arıyorsun hep
Ben köklerimi senin yüregine saldım,ama sen farkında bile degilsin seninle dolu oldugum her an seni yaşadıgımın kökümün söküp atılmama nedenin sen oldugunun farkında bile degilsin bu kadar mı körsün sen bu kadar mı?
Hayır bu kadar olamaz kalbim sana uyarlıyken senin hükümlüm oldugunu bile bile beni neden uzaklarda arıyorsun yanır vermiceksin yine susucaksın ve belki gözlerinden bir damla süzülecek süzülen o damla yüregine akacak ve benim köklerime hayat vericek yeniden ...
Beni uzaklarda arama köklerim senin yüreginde
Beni uzaklarda arama
Çöllümde sensin
Havamda,topragımda sen
Uzaklarda arama beni...
ÇiLeK
27.09.2008
Saat:15.35
SENİ UZAKTAN SEVMEK
*** Beni uzaklarda arama***
hani bir şarkı vardır belki bilirsin...
**Sen uzaklarda değil damarımda kanımsın
Ben sensiz< yaşayamam hayatımsın canımsın
İste kölen olayım, istersen öldür beni
Başkasını seversen inan yaşatmam seni**
seni uzaklarda aramak...değil; bilirim damarlarıma kök saldığını ve sol yanımı yurt tuttuğunu.... sitemim ellerimin boşlukta kalmasınadır... Sitemim düşlerine sağnakça yağan hüznümün, sevdamın ve derişnden derine iç çekişlerimin benini ığlım ığlım eritmesinedir.
** Bağrımda bir çöl güneşi/ İçimde aşkın ateşi/ şimdi nerde, hangi elde / Gönlümün hülyalı eşi.../ Kara sevda ne derinmiş,/ kara sevda ne hazinmiş/ Göklere çıktı ahım/ Kalpte eridi vahım/ Ağlasam da faydası yok / Kurtar beni Allahım/ Kara sevda ne hazınmiş/ Kara sevda ne derinmiş...**
Bir şarkıda da bu sözler var...
Şarkıların tınıları, güfte ve şiirlerin dizeleri bizi anlatır ve için için bizi yakarken seni uzaklarda aramak ne mümkün..
Bir harika sarmaşık dolanıvermiş boynuma.. Ve bana hayat verirken çiçekçe duygularıyla.. bağlayan nedir ki beni, sana dokunamıyorum.. seni tutamıyorum... Nedir beni efsunlayan giz ki, çiçekçe kokunu bir dleli rüzgar alıp götürüyor benden...
Kim demiş seni sevmiyorum diye...
Beni peşinden çeken, beni benden alıp kendinde alıkoyan güç nedir sanıyorsun?
Hangi bahçeydi sevda filizlerimizin hayat bulduğu...
Birlikte kaç hilali, kaç dolunayı yaşadık o muhteşem bahçede...
Ve bir şarkıda yine;
**Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli / Alıştım hasretine, gel desen gelemem ki***
Şarkılar yalan söylemez eğer yüreklere işliyorsa...
Şiirlerin yalanı yoktur eğer yürekten koparak geliyorsa...
SENİ UZAKTAN SEVMEK AŞKLARIN EN GÜZELİ
KÖMEN
Benden gidiyorsun uzak limanlara uzak diyarlara ya yüregimden yüregimden gidiyormusun?Yüregime kurdugun hükümdarlık senin gidişinle yıkılır mı sanıyorsun bilmiyorum?
Git alışkınım gitmelere bunada dayanır yüregim nasılsa herkes benden gidiyor birde sen git birtanem nolucak ki alttarafı bi tarafımdan daha yara alırım alışkınım alıştım alışmak zorunda bırakıldım belkide istemedim gidişler olsun ama yüregime gelen kimseyi tutamadım herbiri teker teker gittiler benden onlar bedene gittiler yüregime açtıkları sevgi yüregimden biran bile gitmedi birgün bende gidecegim herkes gibi olmayacak benim gidişim sessiz ve suskun tıpkı var oldugum günlerde ki gibi....
Bana derler ki varmısın yokmusun belli degil...Bilmem varmıyım inan bende bilmiyorum ey gökyüzü ben varmıyım bu hayatta varsam neden kimse varlıgımın sevgimin farkında degil yok yok ben yokum bu hayatta suskun kalışım mı yoklugumun sebebi bilmiyorum ama varım ben bu hayatta burdayım işte...
Yol bitti sende haklısın gidiyorsun gitt....gitt herkes gitti benden zaten sende git sende alışkınım başkalarının başka limanlara gitmesine sende git..Ben herkesi nasıl bekliyosam yine beklerim yolunu gözlerim belki birgün benim bu şehirde varoldugumu bilirlerde gelirler diye senide beklerim ama her giden geri dönmüyor be birtanem dönmüyor..
Gidişlere bir anlam yüklemeye çalışıyorum nedendir bilmiyorum her gidişin bir sebebi vardır diyorum sanırım benden giden herkesin sebebi belli masumsa kirletmeden sevmem herkesi sanırım bu sonundada yüregime yaralar bırakılması ama ben masumca sevmekten asla vazgeçmeyecegim giden gider ben yine severim yine beklerim yollarını...
Birgün bende gidecegim dedim ya; İşte gittigim gün ardımda masum bir yürek bırakıp gidecegim gitme zamanım geldiginde masum bir yürek bırakacagım varlıgımda kıymettim bilinmedi belki yoklugumda bilinir...yüregime masum olan o yüregime iyi bakın en azından sevgi dolu o yüregin kıymetini bilin..
ÇiLeK
Üşümek Nedir Bilir misin
Üşümek,
İçinin üşümesi…
Titremesi yüreğinin yalnızlıklar tünelinde
Nasıl bir şeydir bilir misin ozan
Sevinin üşümesi gözlerinde
Hecelere bölünmüş titrek sözcüklerin ardına
Sere serpe gizlenen üşümek…
İllaki ayrılık mı ozan?
Hiç bu kadar duyarsız düşmedin di sevinin peşine
Git ozan, haydi git
Üşütecek her yerimi gidişin
Her üşümek bir ateşi getirir öyle mi ozan
Yokluğun yangınımı kül edip giderken
Daha hangi ateşler kavurur ki beni?
Sensizken üşüyeceğim ozan
Üşümelerim bitmeyecek
Dönüşünde ısıtmayacak içimi
Haydi git artık
Git ozan
KÖMEN
Vedalara Alışkın Değilim
Gitmekten mi söz ediyorsun, haydi git öyleyse
ardına bakmadan
geride bıraktığın anıları tınmadan
ve yüreğinden silerek bir bir
yüzüme bakmadan, haydi git öyleyse...
Aşk diye bir fidan dikmiştik
ayrılıkla vuslatın ayrıştığı kavşağa
aşkımızla birlikte büyümüş, büyütmüştük dahası,
ne duruyorsun ayrılık baltasını vuruver köküne...
Hani bir çiçek bahçesi düşlemiştik binbir renk
hani güvercinlerimizi, kumrularımızı burada tünetmiştik
minicik yavrularını birlikte besleyip bütecektik...
gitmek mi istiyorsun
güvercilerimizi, kumrularımızı öldür de öyle git
Sağnakça yağmurlarında ıslanacaktık düşlerimizin
sevdamıza tanık olacaktı bütün güzellikler
kalemimiz hep sevdamızı yazacaktı sonsuza değin..
şimdi ölüşlere ferman mı yazıyor kalemin...
gitmek mi istiyorsun
git öyleyse ardına bakmadan,
kalemimi kır ve öyle git
vedalara alışkın değilim
sözcüklere sığınmadan,
öldür de beni öyle git!
KÖMEN
Yalan Sevgiler
Ey düş gemisinin mavi süvarisi
yeterince yükünü almışsın
tonilaton son reddesinde
ve hayli ağır bir yük altındasın
Güvertene varıncaya değin dop-dolu...
Sığabileceğim bir minicik yerin bile yok
sıkıp sıkıştırma beni daracık boşluklara
ne sen taşıyabilirsin
ne de ben dayanabilirim
değerli yüklerinin arasında sıkışmaya...
bırak beni denizlerin bir yerinde
korkma gömülmem derin sulara
dalgalar yazgı gibidir
bata çıka, yalpalaya yalpalaya...
ulaşırım belki de
bir bilinmez kıyıya...
KÖMEN
Ve sen gelmiştin. İlk defa birisi düşlerime ortak olmuştu. Küçük bir bebeğin kalbi gibi hızlı hızlı atıyordu kalbim. Her atışında sen vardın ismini her
andığımda yüzümde bir tebessüm beliriyordu. Yarınlarımdan endişe
duymuyordum korkmuyordum artık. Çünkü bu günümde sen vardın yarınımdan emin
olmadığım için seninle sadece bugünü yaşıyordum.
Aşk ansızın girmişti hayatıma ve her şey öyle değişmişti ki şaşırdım tüm bu
olanlara. İçimdeki tüm karamsarlıkları alıp o hiç kimsenin başaramadığı umut
tohumlarını ekmiştin yüreğime. Hoş geldin sevgilim hoş geldin. Aşka dair ne
varsa yaşanması gereken hepsini yaşatıyordun bana. Senden başka herkes öyle
yabancılaşıyordu ki bende her yerde her şeyde sen oluyordun.
Umut tohumları büyüyordu yüreğimde. Günler ise akıp gidiyordu. Tüm yaşanalar
hayel gibiydi öyle çok seviyordum ki seni korkuyordum bu sevdadan. Yavaş
yavaş yayılıyordu düşüncelerime korkular. Ve tüm korkulara endişelere
teslim olmuştu aklım. Söylediğin her kelime yüreğimde binlerce kez
yankılanıyor ve ardından bugüne kadar hiç yaşamadığım o tarifsiz acıyı
yaşatıyordu. Nasıl bir acıydı ki bu tüm bedenimde hissediyordum. Canım
öylesine yanıyor yine de bir damla yaş akmıyordu gözlerimden. Aşk alıp
başını gitmişti. Gözlerim açıldı gördüm tüm gerçekleri. Meğer sen hiç
gelmemişsin bana. Hiç olmamışım gözlerinde yüreğinde hayatında. Öylesine
birisiymişim hayatında bir veda bile etmeden çekip gittin.
Ve sen gitmiştin. Ardında canlı bir enkaz bırakarak. Attığın umut tohumları
yeşermekteyken soldular. Bugünler yarınım oldu. Yine karamsar yine umutsuz.
İşte o korktuğum yarınlarımdayım şimdi sensiz. Tüm umutlarımı dönüşüne
bağladım olurda pişman olup dönersin diye. Gidişinin üzerinden yıllar
geçti ama acılarım hala ilk günkü gibi canımı acıtıyor. Her şey bitmedi daha
yüreğimde söküp atamadım hayatımdan gözlerini. Kalbimin kapılarını çaldılar
girmek için. Öyle bir çarpıp çıkmıştın ki kalbimden kapılar ebediyen
kilitlenmişti. Kimseler açamadı bu gönül sarayımın kapılarını kimseler
alamadı yerini. Öyle çok sevmişim ki seni tüm yaptıklarına rağmen sevdiğimi
söylüyorum tüm dünyaya. Evet seni seviyorum değerini bilmesen de bu koca
sevdanın yine seni seviyorum.
Her an sevdim seni bir saniyeyi bile sensiz geçirmedim. Öyle bir yaraydın
ki yüreğimde her gün kanadın her gün canımı yaktın ama ben yine de
vazgeçmedim senden sevgimden umutlarımdan.
Oysa şimdi kimselerin bilmediği saklı bir yarasın gönlümde....
alıntıdır..
Yalancı Yarim
Yollarına gün oldum, gece oldum
Yıldızları topladım, ay oldum
Parke parke döşedim sevdayı yollarına
Umut oldum, düş oldum...
Sevincim goncalandı sevmek tutkusuyla
Ulaşamadım
Yar! dedim çığrıklarla
Sesim yankılandı bir yamaçtan bir yamaca
Sana duyuramadım...
Yollarına yağmur oldum
Yağdım çöllerine sağnak sağnak
Yer tuttu beni
Kumulların yuttu damla damla
Rüzgar olup estim sinene
Slnemedim yüreğinin iklimlerine
Anlamadın
Anlatamadım
Umursamadın dahası...
Sen oldum, senlice yaşadım
Katıksız duygularla bezedim
Büyüttüm alabildiğine düşlerimde
Yediveren gülü oldun sarındın dal dal
Tınmadın
Bilmem ki daha neler olmamı isterdin
Ah yalancı yarim
Şimdi günler karanlığa durdu
Umudum yolsuz yordamsız
Kapkara bulutlar sardı ılgarımı
Kendimi izdüşümsüz yalnızlığa bıraktım
Bilirim senin de iklimlerin artık toz-duman
Boranlar ektim yollarına...
Ve ben yokum artık yalancı yarim
Yarlar yankılanmayacak sesimle
Yokum ben hiç bir yanında
Sana güle güle yalancı yarim.
KÖMEN
Yalnız Ağacın Ölümü
Bir tepenin yamacında
kuru kıraç toprakta ve yapayalnızım...
saman çöpünce dikenlerin öbek öbek boy verdiği
bozlak yazın alev alev
ve sıcaklarında göğünerek yandığım
iki mevsim ölüşlerini
iki mevsim yaşama tutunmayı yaşadığım
bir tepenin yamacında
kuru kıraç toprakta yapayalnız ve yaşlıyım
Kurt kuş, börtü böcek yurt bellemişler
sığınmışlar dallarıma
onlarla hemhal olmuşum
onlarla uyumuş ve uyanmışım
ay şarkıları, yıldız tınıları dinlemişim birlikte
yeri döşek, göğü yorgan yaparak
tan basımlarında
kuşların kuşça sevinçlerine paylaşmışım
bir tepenin yamacında
kuru kıraç toprakta yapayalnız ve yaşlıyım
Hangi rüzgar sürükledi
hangi kuşun kanadında taşınışım buralara
nasıl tutunmuşum kuru kıraç toprağa
yalancı bir baharmıydı ilk uyanışım
ilkyaz ve son güzmüydü bilemem ki
bir tepenin yamacında
kuru kıraç toprakta yapayalnız ve yaşlıyım
Bu yıl yaz hayli uzun ve sıcak geçiyor
kışın buz kesen soğukları
yazın kavuran sıcaklarına denk düşüyor
ne yağmur, ne esinti
mehtap bile nem vermiyor
şu kaynağın, o pınarın suları çekilmiş
bedenim dallarım ve yapraklarım yorgunlaşıyor
kurumalar başladı ucun ucun
fersizim ve gücüm tükeniyor
Bir tepenin yamacında /
kuru kıraç toprakta yapayalnız ve yaşlıyım
dilimde bir tını
El vurmayın bedenime
dinmeyen acılarım var
dallarım kırık dökük
bin yaranın izi var
belki de son yazımdır bu yaşayacağım
bir tepenin yamacında
kuru kıraç toprakta yapayalnız yaşamı
şimdi ölen bir ağacım
KÖMEN
Yalnızlığı Pusatlandım Eylül'de
Yorgun argın bir eylül akşamı iniyor
Kentin evecen bulvarlarına usul usul...
Pencereler sokaklara açılmış,
Gün batmı ığlım ığlım odalara akıyor,
Sokaklarda sonbahar...
İkinci baharının alev rengi gelinliğini giymiş
Sevdalılar gibi nazlı, sevinçli, içli ve ürkek...
Ağacıyla, yaprağıyla, yeliyle...
Sürüp gidiyor yaşamak bir başka mevsime...
Oysa ben,
Oysa ben yalnızlığın bıçak sırtında,
Biraz daha kaçıyorum kendimden...
Zaman kemirgenleri yuttu hayatımın baharını...
Beni sensiz yaşamaya mahkum ettiler...
Bütün şarkılarımı yıldızlara tutup yaktılar
Ve şiirlere vurdular yüreğimi.../Şiirlere vurdular
Gördüm ki, şiirler de çare olamadı umut ve özlemlerime...
Herkes aydınlıklarını alıp gitti eylül sabahlarından...
Karanlıklarında sensizliği soluyorum Eylül'ün..
Ve şimdi, boşluğa sıkılmış bir kurşun gibiyim...
Yıkıldı duvarları surlarımın...
Yıkıldı sığınçlığım ve yarınlarım...
İnsanlar düşlerimi çaldı dudaklarımdan...
İnsanlar beni anaforlara itti...
Sen de gittin apansız ve suskunca
Narçiçeği mevsiminden bu yana...
Artık bir başımayım, tek başıma
Şiirlerimi pusatlandığım eylül gecelerinde...
Sığındığım odam, yatağım, masam ve bilgisayarım...
Tek vefalım bunlardı....
Belli ki sonsuz vefalım da artık toprak olacaktır
Senden ve dost bildiklerimden daha yakın...
KÖMEN