:: Duygusuz.com - Dostluk ve Arkadaşlık Sitesi

Orjinalini görmek için tıklayınız: Kömen şiirleri
Şu anda (Arşiv) modunu görüntülemektesiniz. Orjinal Sürümü Görüntüle internal link
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41
angelsmoneyreimiceplerixi7.gif

Bir akşam üstüydü
Issız bir yolda yalnız olmadığımı
Üç beş sesin yankısıyla fark ettim

Boşalt ceplerini..! dediler
smilev.gif boşalttım
Mutlu mu mutlu gittiler
Ama asıl servetimin yüreğimde olduğunu bilmeden gittiler

Artık ceplerim dolu geziyorum
Yüreğimi ceplerimle gizliyorum


alıntı
ÇiLeK Adlı Kullanıcıdan Alıntı:






Sana gelirim yüregimle
Her kanat çırpışım seni benden biraz daha götürsede
Yorulmam sen varsan o yoklugun sonunda
Martı olurum maviye sevdalı çırparım kanatlarımı
Çünkü;Ben seni sen yokken sevdim


O gökyüzünde yalnız ve asi olurum.
Maviye ulaşmak için
Sanma ki seni her buldugumda kaybedecegim
Ben her sana varışımda yüregine sevdanın tohumları bırakacagım
Sana yaklaştıkça seni kaybettigim sansamda
Seni yüregime hapsederim..
Mavi olurum karanlıklarda asi olurum sensizlikte..


Yorulmam ben seni sevmekten sana gelmekten
Seni olmuşken şu yüregim
Bırakta senin peşinden gelsin
Sen durma kaç ben her adım atışımda uzaklaş
Ama ben yine sana gelirim
Çünkü ben sensiz
Asi oluyorum ,Mavi'nin senin peşinden gelirim
Asi olamam ben..
Bırak sende varolan yüregim seninle gelsin
Sen yoluna devam et ben senin izindeyim..
Ben seni sen yokken sevdim




Unutma ben seni sen yokken sevdim
Hergün seninle olacagım günleri hayal ederek sevdim
Ben seni şu yüregimle sevdim
Yüregim küçük ama sevgim yüregimden büyük
Ben senin peşinden geldim her adımda
Sense koştun hiç durmadın
Nefesim kesildi dinlendim
Ama bıkmadım senin peşinden gelmekten
Ben seni sen yokken sevdim..
Ben martı olup sana geliyorum gökyüzünden
Mavi denizime maviligime geliyorum










ÇiLek

BU GÜZEL DİZELER İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM CAN DOSTUM...
SENİNLE DOSTLUÄžUMUZA TAKVİM YAPRAÄžI KOPARMIYORUM ARTIK...
GERİYE BAKTIÄžIMDA DÖRT MEVSİMİ DEÄžİL
NİCE MEVSİMLERİ BİRLİKTE SOLUMUŞ BİRLİKTE ADIMLAMIŞ...
İKİ AYRI BEDEN, BİR CAN OLMUŞ GİBİYİZ...
KİŞİYİ TUTKUSU MU ESKİTİR, TUTKULARI KİŞİYİ Mİ, BİLMEM Kİ
HER GÜN DOÄžUMU,
VE YILDIZLARIN HER ÇİÇEKÇE GÜLÜŞÜ
SEVİLENİ YAÄžDIRIYORSA DÜŞLERE
TUTKULARINI ESKİTEBİLİR Mİ İNSAN...
VE HER GÜNAYDIN
AŞK AYDINLIÄžINA SALINAN BİR IŞIKTIR SEVENLERDE
SENİ UNUTMAK,
SENSİZLİÄžİ DÜŞÜNMEK NE MÜMKÜN...
AYRILIK MI...
NE DENLİ ACILIDIR,
NE DENLİ ÖLDÜRÜCÜ
BİTMEYEN SARI DOLAMALI BİR SANCIDIR YÜREKTE..
HANGİ SEVEN BUNU KABULLENE BİLİR Kİ..
BANA AYRILIKLARDAN SÖZ ETME N'OLUR
Kİ, HER AYRILIK SÖZÜ BİN KURŞUNDUR GÖNLÜME..
DAYANAMAM,
SOLUKSUZ KALIRIM
DAHASI ÖLÜŞLERİN EN ACISINI ÇEKERİM...
BELKİ DE GERÇEKTEN ÖLÜRÜM...
BELKİ DE GERÇEKTEN...
CANIMIN TA İÇİNDEYDİN

Ne zaman gelsem
Seni yok buluyorum
Ne zaman gelsem
Yokluğun bir mıh gibi çakılıyor içime
Ne zaman gelsem
Bir özlem yangınıyla bahçene
Çiçekleri öksüz, çilekleri boynu bükük buluyorum
Yokluğuna yok yazamıyorum
Çünkü vardın ve oralarda bir yerdeydin
Ve çünkü canımın en derininde,
Ta içimdeydin


Bütün suçum
Bir aralık gelememiş olmam mıydı bahçemize
Bitti mi sanmıştın
Birlikte çıktığımız mavi düş yolculuğu
Bilmem ki hangi bungun duygular aldı umudunu
Oysa, seni bir de sensizlikte yaşamalıydım
Yaşadım, yaşattım seni en derinlerimde
Doldum, taştım, yandım
Ve aşkınla, bir daha piştim
Geldim eşiğine,
Çat kapı giremedim
Çünkü sen yoktun,
Çileklerimize sinmiş kokun yoktu


Yokluğunu yok yazamadım,
Parmaklarım titredi
Yokluğunu yok yazamadım
Yüreğim titredi
Yokluğunu yok yazamadım
Kalemim isyan etti
Çünkü sen vardın, oralarda bir yerdeydin
Ve çünkü yüreğimin en derininde,
Canımın ta içindeydin..
Yokluğunu yok yazamadım


KÖMEN
(17.10.08-14.40)
Yüreğimi Yüreğine Kat Artık

Yalnızlığın bozkırını aşarak
Ebediyen yurdun olmaya geldim
Sıralı dağlar ötesinde son umut
Düşlerimi sende bulmaya geldim

Toz-toprağa bele istersen
İstersen ıssız çöl kumuna kat beni
Nice sabah ışığını göğsümde
Biriktirdim, sana sunmaya geldim

Yıldızlar topladım, kır çiçekleri
Kelebeğin kanadında sana gönderdim
Yüreğimi yüreğine kat artık
Düşlerince yurdun olmaya geldim

KÖMEN
Yüreğimin Burgacı

ey gökkuşağım
suskunum
nabzı atan karanlıklarımın çolpanı
çarkıfelek özleminle dardadır bugün
gel artık
ey görklü ayzıt'ım
bengisuyum
kahve telvelerinde umut aratanım
dönence burçları zordadır bugün
gel artık
ey yüreğimin burgacı
bezek sözlü gizemlim
ıtır kokulu gelişlerinle
gel artık


KÖMEN
Zaman Düşlerimi Getiriyor Yadıma

Hüznü, sevinci,
unutulmuş bir şarkıyı,
çekilmiş bir acıyı getiriyor
Gözlerimin önüne,
Zaman ve adın.

Zaman düşlerimi getiriyor avuçlarıma bir de.
Sana bir başka tutunuyorum, senden öğrün.

Ayrılıklar hayli vurdu beni,

göktaşı yağmurlarına tutulmuş gibi...
Diller nasıl da keskin ve sivri... Dilim dilim, dilimliyor
Ve nefreti körükledikçe körüklüyor içime....
Posası çıkarılmış bütün güzellikler,

hiç yaşanmamış gibi bir yana iteleniyor...

Bu nedenle seni sevmek, sana sevdalanmak
Ve sana bağlanmak korkusu burkuyor içimi...
Hiçbir şey korkutmadı beni ayrılığın vurması gibi...
Ve içimde silinmeyen bir iz;
Uzaklaşan adımlarının korkusu.
Yine mi vuracaktır bir ayrılık şarkısı yüreğimi,
Yine mi yalnızlığın sarı dolamalı sancısı saracaktı her yanımı
Yüreğimin çekincesi oldu bunca yaşadıklarım...

Seviyorum,
Sevmeliyim,
Sevmek zorundayım...
İnsanım ben, insan! ! !
Ama, korkuyorum işte...
Yine bir ayrılık hicranına gömülmekten?

Vurulayım,
Gömüleyim,
Öleyim...
Sen görme, sen umursama ve sen duyma....
Yanmak, göğünmek, kurşuni gecelerde,
Kurşun yaralarınca parçalanmak vardı sevdalarda...
Başkaladırı vardı yazgıya ve her şeye...
Olsun!
Ne çıkar; yaşam anıların harmanıdır.
Belki de bu harmanın en son ateşi sen olacaksın..
Korkmuyorum, çekinmiyorum da
Bu sevdanın vebalini omuzlayacaksan,
Daha ne bekliyorsun bilmem ki..
Haydi sen de yak beni....
Zaman düşlerimi getiriyor yadıma
Ve bir de adını

KÖMEN
ZAMAN RENGİNİ YİTİRDİ

BİR KEZ DAHA YALNIZLIÄžIMA SIÄžINIYORUM.

Bu kez zor bir yalnızlığa mahkum oluyorum.
İçimin kopmayan iplerinde, sallanmak da yetmez oldu teselliye.
Çünkü çürütüldü bağlarım.


BULUT KUŞLARINI MI KAMÇILADIM YOKSA GÖKYÜZÜNÜN,

ne yaptım, suçum nedir anlamadım?

Sen bilinmesi zor bilmece, çözemediğim kördüğüm...
Gönül iklimimi sonsuzluk çizgisiyle sınırlayan zehirli iksir...

ÇEK GİT!


Bir gün, çıvgın güz yağmurlarının çaresizliği içinde kalmışken,
bütün sevgileri kovmaya gücümün yetmediği bir anda çıktın karşıma...
Artık; içimde harmanlanan kara, kapkara sevda bulutlarını kovmaya da gücüm yetmiyor.
Öyle fersizim ki.

Hiçlik ordularını çoğalttım kendimde.
Anıları söküp atamıyorum yüreğimden..
Oysa ölümcül barikatları hıncımla aşmıştım, her şeye karşın.
Ama, artık beni çöl yılanları boğmada...
ÇEK GİT!

Ne yapabilirim ki,

yine de ağıyorsun dursuz duraksız, üstüme üstüme...
Niceye bir duracaksın bilemiyorum, mevsimleri talan eden fırtına.
Bak artık zaman da rengini yitirdi...
Umutsuzluğum, yalnızlığım niceye bir sürecek daha?
ÇEK GİT!

Birbirimizi sevişimizdi bahar.
Ne oldu apansız değişiverdi mevsimler?
Bir kez daha kendi gerçeğimle yüzleşiyorum.
Belki de en son yüzleşmem olacaktır bu.


Kendime tutunmaya çalışmalıyım..
Anladım ki bütün sevgiler yalanmış...
Sevmeler de rengini yitirdi...
Şimdi hicran katmerlerindeyim...
ÇEK GİT!


Masamın üzerinde yıkılmışlığım duruyor, yalan sevgilere armağan...
Titreyen parmaklarımda kalemim ve karşımda resmin...
Ahlara kundaklıyorum...
Bir ayrılık ağısıdır içtiğim şimdi...
Ayrılık ağısıdır...

ÇEK GİT !

Gözün aydın ola,
sigarayı en vefalı dost bildim yeniden.
Her derin çekişte seni ufuklar üflüyorum uzun uzun....

İntizar ederek.
ÇEK GİT !

Mevsim son güz, bu son vedam mıdır,
Yoksa son sözüm müdür bilemiyorum..
Çaresizliğim beni, gülünç duruma düşürmeden
ÇEK GİT GÜZELİM,
ARTIK ÇEK GİT


’***İçim bu güllerden yandı diyorum
Gül bildik,gülü başımıza taç yaptık biz
Derdini sahiplendik güle ilaç yaptık biz
Ne dersiniz, hak etmeyen insanı mı sevdik
Yoksa bütün yanlışı sevmekte mi yaptık biz ***


KÖMEN
ZOR GECE

Suskun bir gecenin derinleşen kararnlıklarında yapayalnızım.
Bu gün ''Merhaba! '' diyenim de olmadı.
Gün gündüzü boğdu, bungunluğum gecemi...
Yüreğimi dilimliyordu sanki bungunluğum...

Bu gün bir '' Merhaba! '' diyenim de olmadı.
Yapayalnızdım dünyada... bir başıma...
Telefondan bir ses bekledim.
Ama , o da gece gibi suskun, sessiz ve soğuktu...

Sevdiğim dostları düşlüyorum ve en çok da sevdiğimi...
Bu gün herkes suskundu...
Duaya muhtaç bir ölü gibiyim...
''Merhaba'' diyen bir sesi,
En çok da sevdalımın sesini bekledim, gündüz ve gece boyu...

Terkedilmişlik duygusu bastırıyor içimi, olanca hızıyla...
Oysa, geceler sevenler, sevilenler için visalin anlarıydı...
Aşklar bu visalle bütünleşirdi...
Geceler sussa da aşk susmamalıydı...
Nedendir ki, aşkım gündüz ve gece boyu suskun kaldı.
Bir ''Merhaba! '' bile demedi.


Sevgili!
Senin de gecelerini bazen kapkara bulutlar kaplar mı?
Beni ararmısın,
Beni düşünür, düşlermisin,
Bana ihtiyaç duyarmısın, sesime, sevişime sevdama..?
Umutla, özleyişle beklermisin,
O kapkara bungunluk içinde, yüreğin dilimlenerek...?


Özlemin sonsuzluğa açılan bir pencere
Ve sen o pencerede hiç bitmeyen bir düş, duygu, beklenen, umut, aydınlık...

Ve kutlu bir aşk olduğunu biliyormusun...?
Öyleyse bu gün gündüz ve gece
Bütün zalimliğiyle ve hışmıyla neden üzerime abandı?


Bu gün bir '' Merhaba! '' diyenim de olmadı.
Allah'ım! nasıl bir gün bu böyle? ..

Gün ve gece boyu hızarlar, bıçkılar çalıştı içimin karanlıklarında...
Kestiler, biçtiler, doğradılar mavi dünyamı lime lime...
Bütün cenaze arabaları matemlerini bırakarak içimden...
Ve bütün cankurtaranlar acı sirenleriyle...
Benim cankurtaranım
Ya da cenaze arabam neden gelmedi bilmem ki?


Bir mezartaşı kadar donuk,
bir mezar kadar sessizim bu gece...
Oysa beynimde ve yüreğimde bin yıkımlı fırtınalar kopuyor...
Savuruyor beni bilinmeyenlere...


En vefalı dost bildiğim kitaplarım, kalemim, kağıtlarım...
Ve sarınarak yattığım yatağım bile bir başka bakıyor gözlerime.
Hangi kitabı alsam elime,
Elimde kaldırılamaz bir ağırlık oluyor...
Açılmıyor sayfalar, birbirine mıhlanmış gibi...


Aşkta yalnızlık bumuydu Tanrım?
Her soluk alışta
Özleyişin ve bekleyişin hicranını

bengisu diye içmekmiydi yalnızlık...

Bu gün bir ''Merhaba! '' diyenim olmadı.
Tan yeri ağarmaya başladı.
Kumrular sabah şarkılarını söylüyor, mutluca.
Çift geziniyor kumrular.
İmreniyor ve kıskanıyorum onları...
Benimse yalnızlığımın karanlıkları sürüyor...


KÖMEN
ZOR OLANA TALİBİM

Güneş ki,
Gecelerin karanlıklarını oyarak şafağına ulaşıyor.
Ve sabahlar güneşi doğuruyor yenidenli günlere.
Tan kızılı saçların gibi...
Deniz ve gök; yeryüzünün yeşili ile kaynaşıyor ışık ışık...
Dağ buğusuna sarınmış gözlerin gibi...
Binbir renkli çiçekler ve gönlünün güzelliği gülüşlerine akışmış
Alev kızılı erguvani yüzünde, iki dilim nar kırmızısı dudakların,
Sevdiğine gel eder gibi...


Gökçe tenin kan damlamış kar pembesi yanaklarına,
Güllerin en alımlısını kondurmuş...
Ve kaşlarının, kirpiklerinin gülüşü gözlerime...
Gün batımının ve gün dağumunun alaca karanlıklarda,
Denizlere ve ufuklara alev alev vuruşu gibi..
Umutlarıma göz kırpar gibisin karşımda
Hiç silinmeyen hayalin ve o cerence duruşun var ya

yüreğimiz benden sökerek alır gibi...

''nar-ul cehenneme! ! ! '' der çoğu kişiler.
Ürküntü verirler yüreklere sevda adına.
Oysa; yaşam
Derince bir yanışın siperlerinde saklı tutar kendini.
Bu yaşamın sırrı orada,
Tam karşımda...
Bu bir sır değildir artık.
Dumansız, alkor ateşten yükselen, masmavi bir alevdir o.

O bir yürek bekler,
O bir gönül ve sevda bekler içten içe...
Mavi alevli sıcaklığını yüreğime taşıyacak mış gibi...

Damarlarında
gönül ocağının alevi dolaşmayan gönül,
Gönül olabilir mi?
Ve bu gönül ateşinde pişmeyen yürek,
Sevdasını taşıyabilir mi
Sevda bu!
Sevi bu!
Yakmak ona, yanmak sevene düşer.


Sevmek ve sevi pazarcı malı değildir ki,
işportacı çığırtkanlığında
metre metre, dirhem dirhem satılsın...
O ancak,
Dumasız yanışlarda ve mavileşen sevda alevlerinde var olur.
Bunlar yaşanmadıkça,
Ne sevda sevda,
ne de aşk aşk olur.

Zorlukların insanıyım.
Zor olana talibim.
Sevmek ve aşk adına...


KÖMEN
KİŞİ SEVDİKLERİ İLE PAYLAŞIMDA BULUNUR...

Bu sözü ben de onaylar, kabul ederim...

Eğer birbirlerine alışmış, birbirleriyla paylaşımda bulunarak huylarını, sularını bilenler, dahası birbirleri arasında grup oluşturmuş paylaşımlarını rotatife başlamış insanların arasına sap gibi girmenin bir alemi yoktu... Çünkü yalnız kalır, yalnızca arada öter dururdu... sonradan katılmış yabancı bir insan...

Ne yazık ki ben bu yanlışı yaptım.
Açıkçası gelmemeliydim...
Kıramadın Çilek hanım dostu...
Onun daveti ile aranıza katıldım ve bir kere şiirlerimi yazarak paylaşıma sunmaya başlamıştım.
Başladığım bir işi bitirmeliydim..
Yarım bırakmak geleneğine sahip değildim.
Alfabetik sıraya göre son eklememi yaptım. Yani başladığım işi bitirdim...
Artık aranıza sıkça girmeyeceğim...
Her yeni yazdığım konularımı dizelerimi bu sayfaya eklemeyi sürdüreceğim Çilek hanımın hatırına...
Şimdilik kendi aranızda muhabbet, sevgi ile hoşça kalınız.
Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41